English    Türkçe    فارسی   

6
1283-1292

  • Fakat eğreti renk senin yüzünü kızartmadı. Hurma ağacına bağlanan dal, hurma vazifesini görmedi.
  • Sonunda ölüm çarşafı gelip seni bürüdü mü bütün bu ziynetler, yanağından düştü.
  • O göç zamanının “Hadi... kalk, kalk” sesi geldi mi bütün dedikodular yok olur gider. 1285
  • Sükût âlemi gelir çatar. Bari sen, o gelmeden sus. Vay o kişiye ki ölümle ünsiyeti yoktur!
  • Gönlünü bir iki günceğiz cilâla da o aynayı kendine defter edin.
  • Sahip kıran Yusuf’un sayesinde Züleyha yeni baştan gençleşti.
  • Kocakarı soğuğunun o soğukluğu, temmuz güneşiyle değişiverir.
  • Meryem’in sızıldanışıyla kurumuş hurma dalı yeşerir, hurma verir. 1290
  • A kocakarı, kaza ve kaderle niceye bir savaşıp duracaksın, geçmişi bırak da eldekini ara.
  • Mademki yüzünün güzelleşmesine imkân yok; ister allık sür, ister kara mürekkep!
  • Hekimin iyileşmesinden ümit kestiği hasta