- Sebeplerle tesirler, iç ve kabuk değil mi? Araştırırsan hepsi de onun eserleri değil mi?
- نه سببها و اثرها مغز و پوست ** چون بجویی جملگی آثار اوست
- Eserlerine bakıyor da bazı şeyleri seviyorsun, peki, neden eserleri bağışlayandan haberin yok?
- دوست گیری چیزها را از اثر ** پس چرا ز آثاربخشی بیخبر
- Bir hayale kapılıp halkı seviyorsun da doğu ve batının padişahını nasıl sevmiyorsun?
- از خیالی دوست گیری خلق را ** چون نگیری شاه غرب و شرق را
- Ey ulu kişi, bu sözün sonu gelmez. Bu husustaki hırsımız da dilerim bitmesin. 1320
- این سخن پایان ندارد ای قباد ** حرص ما را اندرین پایان مباد
- Hasta hikâyesi
- رجوع به قصهی رنجور
- Dön de hasta hikâyesini söyle, ayıpları örten hekimle macerasını anlat.
- باز گرد و قصهی رنجور گو ** با طبیب آگه ستارخو
- Hekim, hastanın nabzını tutup halini anladı. İyileşme ümidi hiç yoktu.
- نبض او بگرفت و واقف شد ز حال ** که امید صحت او بد محال
- Dedi ki: Gönlün ne dilerse onu yap da bedenindeki bu eski dert gitsin.
- گفت هر چت دل بخواهد آن بکن ** تا رود از جسمت این رنج کهن
- Hatırına ne gelirse yap, geri durma da sabır ve perhiz, sana eziyet vermesin.
- هرچه خواهد خاطر تو وا مگیر ** تا نگردد صبر و پرهیزت زحیر
- Bil ki sabır ve perhiz, bu hastalığa ziyandır, gönlüne geleni yap. 1325
- صبر و پرهیز این مرض را دان زیان ** هرچه خواهد دل در آرش در میان
- Hastaya, Allahnın dediği gibi âdeta “Dilediğinizi yapın” dedi.
- این چنین رنجور را گفت ای عمو ** حق تعالی اعملوا ما شتم