English    Türkçe    فارسی   

6
1319-1328

  • Bir hayale kapılıp halkı seviyorsun da doğu ve batının padişahını nasıl sevmiyorsun?
  • از خیالی دوست گیری خلق را  ** چون نگیری شاه غرب و شرق را 
  • Ey ulu kişi, bu sözün sonu gelmez. Bu husustaki hırsımız da dilerim bitmesin. 1320
  • این سخن پایان ندارد ای قباد  ** حرص ما را اندرین پایان مباد 
  • Hasta hikâyesi
  • رجوع به قصه‌ی رنجور 
  • Dön de hasta hikâyesini söyle, ayıpları örten hekimle macerasını anlat.
  • باز گرد و قصه‌ی رنجور گو  ** با طبیب آگه ستارخو 
  • Hekim, hastanın nabzını tutup halini anladı. İyileşme ümidi hiç yoktu.
  • نبض او بگرفت و واقف شد ز حال  ** که امید صحت او بد محال 
  • Dedi ki: Gönlün ne dilerse onu yap da bedenindeki bu eski dert gitsin.
  • گفت هر چت دل بخواهد آن بکن  ** تا رود از جسمت این رنج کهن 
  • Hatırına ne gelirse yap, geri durma da sabır ve perhiz, sana eziyet vermesin.
  • هرچه خواهد خاطر تو وا مگیر  ** تا نگردد صبر و پرهیزت زحیر 
  • Bil ki sabır ve perhiz, bu hastalığa ziyandır, gönlüne geleni yap. 1325
  • صبر و پرهیز این مرض را دان زیان  ** هرچه خواهد دل در آرش در میان 
  • Hastaya, Allahnın dediği gibi âdeta “Dilediğinizi yapın” dedi.
  • این چنین رنجور را گفت ای عمو  ** حق تعالی اعملوا ما شتم 
  • Hasta âlâ dedi, haydi sen git, hayra karşı. Ben ırmak kıyısına seyre gidiyorum.
  • گفت رو هین خیر بادت جان عم  ** من تماشای لب جو می‌روم 
  • Kendisine sıhhatten bir kapı açılsın, iyileşsin diye gönlünün dilediğince ırmak kıyısında gezinip duruyordu.
  • بر مراد دل همی‌گشت او بر آب  ** تا که صحت را بیابد فتح باب