English    Türkçe    فارسی   

6
1352-1361

  • Bu minareden tepesi üstüne düşen milyonlarca kişiye bak.
  • İp üstünde oynamayı bilmiyorsan ayaklarına şükret, yeryüzünde yürü.
  • Kendine kâğıttan kanat yapıp dağdan uçmaya kalkışma. Bu sevdada niceler başından oldu.
  • O sofi, kızgınlıktan ateşlendi, ateşe döndü ama işin sonuna göz attı. 1355
  • Taneyi almayan ve tuzağı gören kişi, ilk saftan adım atar atmaz durur, ileri gitmez.
  • İşin sonunu gören gözlere ne mutlu. Onlar, bedenin bozulup çürüyüşünü görürler.
  • Ahmed’in gözü de onu görmüş, cehennemi buradayken kıldan kıla seyretmişti.
  • Arşı, kürsüyü, cennetleri görmüş, gaflet perdelerini yırtmıştı.
  • Zarardan kurtulmak istiyorsan gözünü işin önünde kapa, sonuna bak. 1360
  • Sona bak da yokları var gör, varları, duyguyla duyulan aşağılık bir şey bul.