- Eğer bir yuvaya enis olmuşsan neden yokluk pususunda bekliyorsun a canım? 1375
- گر انیس لا نهای ای جان به سر ** در کمین لا چرایی منتظر
- Elinde ne var, ne yoksa hepsinden gönlünü çekmiş, gönül oltasını yokluk denizine salmışsın.
- زانک داری جمله دل برکندهای ** شست دل در بحر لا افکندهای
- Öyle olduğu halde bu murat denizinden kaçışın neden? O denizden oltana yüz binlerce av düştü.
- پس گریز از چیست زین بحر مراد ** که بشستت صد هزاران صید داد
- Neden kârın adını ölüm taktın? Büyüye bak ki kâr sana ölüm görünmede.
- از چه نام برگ را کردی تو مرگ ** جادوی بین که نمودت مرگ برگ
- Onun büyüsündeki sanat, iki gözünü de bağladı da canlar, kuyuya rağbet ettiler.
- هر دو چشمت بست سحر صنعتش ** تا که جان را در چه آمد رغبتش
- Allah hilesiyle hayaline kuyunun üstündeki ova tamamı ile yılan zehrinden ibaret görünür. 1380
- در خیال او ز مکر کردگار ** جمله صحرا فوق چه زهرست و مار
- Hâsılı kuyuyu, sığınılacak yer sanır, nihayet ölüm de onu kuyuya atar.
- لاجرم چه را پناهی ساختست ** تا که مرگ او را به چاه انداختست
- Söylediğim bu çeşit yanlışları Attar’ın sözlerinden dinle azizim!
- اینچ گفتم از غلطهات ای عزیز ** هم برین بشنو دم عطار نیز
- Sultan Mahmutla Hintli köle
- قصهی سلطان محمود و غلام هندو
- Allah rahmet etsin, hikâye etmiş, Gazi padişah Mahmud’u anarak inciler delmiştir.
- رحمة الله علیه گفته است ** ذکر شه محمود غازی سفته است
- Hint savaşında o ulu ve temiz kişi bir köle elde etti.
- کز غزای هند پیش آن همام ** در غنیمت اوفتادش یک غلام