- Sen şu tahtın üstünde oturuyorsun. Vezirlerle asker, tahtının önünde ay ve yıldızlar gibi saf saf duruyorlar. 1390
- تو برین تخت و وزیران و سپاه ** پیش تختت صف زده چون نجم و ماه
- Çocuk, şundan ağlıyorum dedi; Anam memleketimizde.
- گفت کودک گریهام زانست زار ** که مرا مادر در آن شهر و دیار
- Beni daimi seninle korkutur, seni aslan Mahmud’un elinde göreyim derdi.
- از توم تهدید کردی هر زمان ** بینمت در دست محمود ارسلان
- Babam, anama sıkılır, bu ne kızgınlık, bu ne kötü dilek.
- پس پدر مر مادرم را در جواب ** جنگ کردی کین چه خشمست و عذاب
- Bundan başka bir beddua bulamıyor musun da böyle kötü ve öldürücü bedduada bulunuyorsun.
- مینیابی هیچ نفرینی دگر ** زین چنین نفرین مهلک سهلتر
- Ne merhametsiz, ne taş yürekli anasın, onu âdeta yüzlerce kılıçla kesip öldürmedesin diye kızar, savaşırdı. 1395
- سخت بیرحمی و بس سنگیندلی ** که به صد شمشیر او را قاتلی
- Ben ikisinin sözüne şaşardım, gönlüme bir korkudur, bir derttir düşerdi.
- من ز گفت هر دو حیران گشتمی ** در دل افتادی مرا بیم و غمی
- Mahmud acaba ne cehennem adamki derdim, helâke, felâketlere örnek olmada.
- تا چه دوزخخوست محمود ای عجب ** که مثل گشتست در ویل و کرب
- Senin korkundan titrer dururdum, keremlerinden, ağırlamalarından tamamıyla gafildim.
- من همیلرزیدمی از بیم تو ** غافل از اکرام و از تعظیم تو
- Neden anan şimdi gelsin de beni taht üstünde görsün ey cihan padişahı!
- مادرم کو تا ببیند این زمان ** مر مرا بر تخت ای شاه جهان