English    Türkçe    فارسی   

6
1401-1410

  • Fakat bu yüce ve adalet sahibi Mahmud’un merhametini bilsen sonu hayır olsun, Mahmut olsun dersin.
  • گر بدانی رحم این محمود راد  ** خوش بگویی عاقبت محمود باد 
  • Ey gönlü korkup duran, yoksulluk sana göre Mahmut’tur. Seni yoldan çıkaran tabiatını pek dinleme.
  • فقر آن محمود تست ای بیم‌دل  ** کم شنو زین مادر طبع مضل 
  • Yoksulluğu adam akıllı avlasan o çocuk gibi kıyamete dek ağlarsın.
  • چون شکار فقر کردی تو یقین  ** هم‌چوکودک اشک باری یوم دین 
  • Beden, insanı besleme hususunda anaya benzer ama sana yüz düşmandan daha düşmandır.
  • گرچه اندر پرورش تن مادرست  ** لیک از صد دشمنت دشمن‌ترست 
  • Bedenin hasta oldu mu sana ilaç aratır, kuvvetlendi mi seni şeytanlaştırır, bir put haline sokar. 1405
  • تن چو شد بیمار داروجوت کرد  ** ور قوی شد مر ترا طاغوت کرد 
  • Şu sitemlerle dopdolu olan bedeni bir zırh bil; ne kışa yarar ne yaza.
  • چون زره دان این تن پر حیف را  ** نی شتا را شاید و نه صیف را 
  • Sabredersen kötü arkadaş iyidir. Sabır, insanın göğsünü açar, insanı genişletir.
  • یار بد نیکوست بهر صبر را  ** که گشاید صبر کردن صدر را 
  • Ayın gece sabretmesi , onu apaydın bir hale kor. Gülün dikene sabrı, onu güzel kokulu bir hale getirir.
  • صبر مه با شب منور داردش  ** صبر گل با خار اذفر داردش 
  • Aslanın pislik ve kan içinde kalıp sabretmesi , onu deve yavrularıyla doyurur.
  • صبر شیر اندر میان فرث و خون  ** کرده او را ناعش ابن اللبون 
  • Peygamberlerin münkirlere sabretmesi onları Allah hassı yapmış , sahipkıran etmiştir. 1410
  • صبر جمله‌ی انبیا با منکران  ** کردشان خاص حق و صاحب‌قران