- Fakat yağın mumları ışıklandırmaya yaramaz. Etin , sarhoşa kebap olmaz.
- شحم تو در شمعها نفزود تاب ** لحم تو مخمور را نامد کباب
- Bütün bu bedenini bakışta erit, bakışa yürü, bakışa git, bakışa var!
- در گداز این جمله تن را در بصر ** در نظر رو در نظر رو در نظر
- Bir vardır, iki fersahlık yolu görür; bir bakış vardır, iki âlemi görür, padişahın yüzünü de.
- یک نظر دو گز همیبیند ز راه ** یک نظر دو کون دید و روی شاه
- Bu ikisinin arasında sayıya sığmaz fark var.Gizli şeyleri Allah bilir ama gözüne bir sürme ara. 1465
- در میان این دو فرقی بیشمار ** سرمه جو والله اعلم بالسرار
- Yokluk denizini anlattık, duydun ya. Çalış da daima bu denizde ol.
- چون شنیدی شرح بحر نیستی ** کوش دایم تا برین بحر ایستی
- Çünkü tezgâhın aslı yokluk âlemidir;orada hiçbir şey yoktur, bomboştur, oranın nişanesi bulunmaz.
- چونک اصل کارگاه آن نیستیست ** که خلا و بینشانست و تهیست
- Bütün ustalar, işlerini göstermek için yokluğu ve sınıklık yurdunu ararlar.
- جمله استادان پی اظهار کار ** نیستی جویند و جای انکسار
- Ustaların ustası Allah’nın da tezgâhı yokluktur.
- لاجرم استاد استادان صمد ** کارگاهش نیستی و لا بود
- Nerde yokluk fazlaysa orası Allah tezgâhıdır, Allah işi oradadır. 1470
- هر کجا این نیستی افزونترست ** کار حق و کارگاهش آن سرست
- Yokluk , en yüksek derece olduğundan yoksullar, oraya vardılar, ödülü aldılar.
- نیستی چون هست بالایین طبق ** بر همه بردند درویشان سبق