English    Türkçe    فارسی   

6
1471-1480

  • Yokluk , en yüksek derece olduğundan yoksullar, oraya vardılar, ödülü aldılar.
  • نیستی چون هست بالایین طبق  ** بر همه بردند درویشان سبق 
  • Hele bedenini, malını yok etmiş derviş, hepsinden ileridir. Fakat iş beden yokluğundadır, dilencilikte değil.
  • خاصه درویشی که شد بی جسم و مال  ** کار فقر جسم دارد نه سال 
  • Dilenci, malı bitmiş kişidir; kanaat sahibi ise, bedenine kıyan kişi.
  • سایل آن باشد که مال او گداخت  ** قانع آن باشد که جسم خویش باخت 
  • Artık dertten şikâyet etme. Çünkü dert , insanı yokluğa sürüp götüren rahvan bir attır.
  • پس ز درد اکنون شکایت بر مدار  ** کوست سوی نیست اسپی راهوار 
  • Ben bu kadarını söyledim, ötesini sen düşün. Fikrin donmuşsa , düşünemiyorsan yürü, zikret. 1475
  • این قدر گفتیم باقی فکر کن  ** فکر اگر جامد بود رو ذکر کن 
  • Zikir, fikri titretir, harekete getirir. Zikri bu donmuş fikre güneş yap.
  • ذکر آرد فکر را در اهتزاز  ** ذکر را خورشید این افسرده ساز 
  • İşin aslı cezp eder. Fakat kardeş , işten kalıp o cezbeyi bekleme.
  • اصل خود جذبه است لیک ای خواجه‌تاش  ** کار کن موقوف آن جذبه مباش 
  • Çünkü işi bırakmak , nazlanmaya benzer. Canıyla oynayan hiç nazlanabilir mi?
  • زانک ترک کار چون نازی بود  ** ناز کی در خورد جانبازی بود 
  • Oğul,ne kabul edilmeyi düşün, ne reddedilmeyi. Sen daima emri, nehyi gör, gözet.
  • نه قبول اندیش نه رد ای غلام  ** امر را و نهی را می‌بین مدام 
  • Derken cezbe kuşu , birden bire çerden çöpten yapılmış yuvasından uçar, görünüverir. Onu gördün mü sabah oldu demektir, mumu o vakit söndür. 1480
  • مرغ جذبه ناگهان پرد ز عش  ** چون بدیدی صبح شمع آنگه بکش