- İşin aslı cezp eder. Fakat kardeş , işten kalıp o cezbeyi bekleme.
- اصل خود جذبه است لیک ای خواجهتاش ** کار کن موقوف آن جذبه مباش
- Çünkü işi bırakmak , nazlanmaya benzer. Canıyla oynayan hiç nazlanabilir mi?
- زانک ترک کار چون نازی بود ** ناز کی در خورد جانبازی بود
- Oğul,ne kabul edilmeyi düşün, ne reddedilmeyi. Sen daima emri, nehyi gör, gözet.
- نه قبول اندیش نه رد ای غلام ** امر را و نهی را میبین مدام
- Derken cezbe kuşu , birden bire çerden çöpten yapılmış yuvasından uçar, görünüverir. Onu gördün mü sabah oldu demektir, mumu o vakit söndür. 1480
- مرغ جذبه ناگهان پرد ز عش ** چون بدیدی صبح شمع آنگه بکش
- Gözler , perdeleri delip hakikati görmeye başladı mı bu nur, onun nurudur artık. Bu nura sahip olan , dışa bakar, içi görür.
- چشمها چون شد گذاره نور اوست ** مغزها میبیند او در عین پوست
- Zerrede ebedî varlık güneşini görür, katrada bütün denizi.
- بیند اندر ذره خورشید بقا ** بیند اندر قطره کل بحر را
- Yine sofi hikâyesi,sofiyle kadı
- بار دیگر رجوع کردن به قصهی صوفی و قاضی
- Sofi dedi ki: Kafaya yenen bir sille yüzünden körcesine baş vermeye gelmez.
- گفت صوفی در قصاص یک قفا ** سر نشاید باد دادن از عمی
- Teslim hırkasını giyinmişim, bana sille yemek kolay gelir.
- خرقهی تسلیم اندر گردنم ** بر من آسان کرد سیلی خوردنم
- Düşmanını pek arık gördü, ben de düşmanca bir yumruk vursam. 1485
- دید صوفی خصم خود را سخت زار ** گفت اگر مشتش زنم من خصموار
- Kalay gibi eriyip akıverecek. Derken padişah kısas emredecek.
- او به یک مشتم بریزد چون رصاص ** شاه فرماید مرا زجر و قصاص