English    Türkçe    فارسی   

6
1487-1496

  • Zaten çadır harap, direk kırık, yıkılmaya bahane arıyor.
  • Bu ölü herif için kılıç altına gitmek, kısasa razı olmak yazıktır doğrusu, yazık dedi.
  • Onu dövemediğinden kadıya götürmeyi kurdu.
  • Çünkü kadı, Allahnın terazisidir. Kilesine şeytan hilesi giremez. 1490
  • O, hasetlerin, çekişlerin makasıdır. İki düşmanın savaşını, dedikodusunu keser.
  • Afsunu ,şeytanı şişeye hapseder. Kanunu, fitneleri yatıştırır.
  • Tamahkâr düşman teraziyi görünce serkeşliği bırakır, onun hükmüne uyar.
  • Fakat terazi olmazsa çok bile versen payına razı olmaz.
  • Kadı rahmettir, savaşı defeder, kıyametteki adalet denizinden bir katradır o. 1495
  • Karta, küçük ve ayağı kısa bile olsa denizin letafeti, ondan belli olur.