- Peygamber, onu “Vennecmi” suresinde okudu ama o söz, surede bir âyet değildi, sınama için söylenmiş bir sözdü. 1530
- خواندش در سورهی والنجم زود ** لیک آن فتنه بد از سوره نبود
- Sonunda bütün kâfirler de secde ettiler. Bu, bir sırdı, bu suretle onlar da yere baş koydular.
- جمله کفار آن زمان ساجد شدند ** هم سری بود آنک سر بر در زدند
- Bundan sonra anlaşılması güç, karışık bir söz vardır. Sen, Süleyman’la bulun, şeytanlara karışma.
- بعد ازین حرفیست پیچاپیچ و دور ** با سلیمان باش و دیوان را مشور
- Yine sofi ile kadı hikâyesine gel, o zayıf ve perişan, fakat zalim adamın hikâyesini anlat.
- هین حدیث صوفی و قاضی بیار ** وان ستمکار ضعیف زار زار
- Kadı dedi ki: Oğul, önce tavanı durdur da ondan sonra ona hayır, şer bir resim yapayım.
- گفت قاضی ثبت العرش ای پسر ** تا برو نقشی کنم از خیر و شر
- Vuran nerede? Vurduğu yer neresi? Yahu, bu, hastalıkla bir hayal olmuş! 1535
- کو زننده کو محل انتقام ** این خیالی گشته است اندر سقام
- Şeriat,dirilerle zenginler içindir. Hiç mezardaki ölülere şeriat hükümleri tatbik edilebilir mi?
- شرع بهر زندگان و اغنیاست ** شرع بر اصحاب گورستان کجاست
- Yoklukla kendilerinden geçmiş olanlar, o ölülerden yüz kat daha ölüdür.
- آن گروهی کز فقیری بیسرند ** صد جهت زان مردگان فانیتراند
- Ölü, bir kere ölmüş, bu âlemden geçip gitmiştir. Halbuki sofiler, yüz taraftan ölmüşlerdir.
- مرده از یک روست فانی در گزند ** صوفیان از صد جهت فانی شدند
- Ölüm, bir kere öldürülmedir. Halbuki bu, üç yüz ölümdür, her birine de sayısız diyet vardır.
- مرگ یک قتلست و این سیصد هزار ** هر یکی را خونبهایی بیشمار