English    Türkçe    فارسی   

6
1557-1566

  • Onu eşeğe değil, tabuta bindirmek daha doğru, daha yerinde.
  • Zulüm nedir? Bir şeyi lâyık olduğu yere koymamak. Sen de onu, ona lâyık olan yerden başka bir yere koyup zâyi etme.
  • Sofi dedi ki: Peki, hiçbir suçum, günahım yokken bana bir sille vurmasını reva görüyor musun?
  • Demek ki bir değirmen eşeği, hiçbir suçu olmayan sofiye bir sille aşk edebilir ha? 1560
  • Kadı, zayıf adama, az çok paran var mı? diye sordu. Adam, dünyada yalnız altı kuruşum var, deyince,
  • Peki dedi, üç kuruşunu sen harcan, üç kuruşunu da hiç lâf etmeden ver bu adama.
  • O da zayıf, yok yoksul bir adam. Üç kuruşla kendine ekmek katık alır.
  • Hasta adamın gözü kadının ensesine ilişti. Baktı ki onun kellesi, sofininkinden daha hoş.
  • Vurduğum sillenin cezası ucuz deyip vurmak için elini kaldırdı. 1565
  • Kadının yanına gidip kulağına bir şey söyleyecek gibi yaptı, ensesine bir hudayi sille aşketti.