- Akıl, bedene ey cansız şey der, hiç o dönüp varacağın denizden bir koku aldın, bir şey duydun mu?
- عقل گوید مر جسد را که ای جماد ** بوی بردی هیچ از آن بحر معاد
- Beden der ki: Ben ancak senin bir gölgenim. Gölgeden kim yardım ister ki?
- جسم گوید من یقین سایهی توم ** یاری از سایه که جوید جان عم
- Akıl da burası der, anlayabilecek kişinin, anlayamayacak kişiden daha âciz olduğu bir yerdir. Öyle bir hayret makamıdır burası ki,
- عقل گوید کین نه آن حیرت سراست ** که سزا گستاختر از ناسزاست
- Burada parlak güneş bile bir zerreye kulluk etmede, köle gibi hizmetlerde bulunmaktadır. 1630
- اندرینجا آفتاب انوری ** خدمت ذره کند چون چاکری
- Aslan burada ceylânın önüne baş kor. Doğan burada çil kuşunun yanında kanat çırpar.
- شیر این سو پیش آهو سر نهد ** باز اینجا نزد تیهو پر نهد
- Buna inanmıyorsan neden Mustafa yoksullardan dua ister durur du ya?
- این ترا باور نیاید مصطفی ** چون ز مسکینان همیجوید دعا
- Bu, belletme içindi dersen bilgisizlik, nasıl olur da anlatma vesilesi kesilir?
- گر بگویی از پی تعلیم بود ** عین تجهیل از چه رو تفهیم بود
- O biliyordu ki padişahlara lâyık defineyi, padişah, yıkık yerlere gömer.
- بلک میداند که گنج شاهوار ** در خرابیها نهد آن شهریار
- O yıkık yerin her cüzü, defineyi gösterir ama kötü zan, o defineyi kaybetmek için tersine çakılmış nal izlerine benzer. 1635
- بدگمانی نعل معکوس ویست ** گرچه هر جزویش جاسوس ویست
- Hattâ doğrusu hakikat, hakikatte garkolmuştur da bu sebeple yetmiş fıkra, belki de yüz fıkra meydana çıkmıştır.
- بل حقیقت در حقیقت غرقه شد ** زین سبب هفتاد بل صد فرقه شد