English    Türkçe    فارسی   

6
1651-1660

  • Ağzından şekerler saçan hikâyeci, geceleri terzilerin hainliklerini anlatır, hiç duymadın mı sen?
  • Onların halkı nasıl soyup soğana çevirdiklerine dair geçmiş zamanlardaki hikâyeleri anlatır durur.
  • Kumaş keserlerken kumaşın bir parçasını nasıl çaldıklarını şuna buna söyler.
  • Hikâyecinin biri de geceleyin yine terzi masalı okumaya koyulmuştu. Halk başına toplanmıştı.
  • Dinleyici bulunduğundan bütün cüzleri hikâye olmuştu âdeta. 1655
  • Peygamber aleyhisselâm “Şüphe yok Allah, dinleyenlerin himmetince vaiz edenlerin diline hikmet telkin eder” buyurdu.
  • Birisinin sözü güzelse dinleyicidendir. Öğretmenin heyecanı ve işe iyi sarılması, çocuğun tesiriyledir.
  • Yirmi dört şubeden çalgı çalan bir çalgıcıya, dinleyen olmadı mı çalgısı bir yük olur.
  • Aklına ne bir yanık nağme gelir, ne bir güzel, ne de on parmağı, çalgının perdelerinde ve tellerde oynar!
  • Gayb haberlerini dinleyen bir kulak olmasaydı hiçbir muştucu gökten vahiy getirmezdi.
  • Allah sanatlarını gören gözler olmasaydı ne gökyüzü dönerdi, ne yeryüzü gülerdi. 1660