- Türk, benden dedi, bir iplik bile çalamaz. Sizinle bahse giriyorum.
- گفت من ضامن که با صد اضطراب ** او نیارد برد پیشم رشتهتاب
- Senden daha akıllı nice kişileri mat etti, bahse girişme, böyle kanatlanıp uçmaya kalkma. 1675
- پس بگفتندش که از تو چستتر ** مات او گشتند در دعوی مپر
- Yürü, aklına böyle mağrur olma. Onun hileleriyle sen de kendini kaybedersin dediler.
- رو به عقل خود چنین غره مباش ** که شوی یاوه تو در تزویرهاش
- Türk, büsbütün kızdı, benden ne yeni, ne eski hiçbir şey alamaz diye bahse girişti.
- گرمتر شد ترک و بست آنجا گرو ** که نیارد برد نی کهنه نی نو
- Tamah edenler de onu büsbütün kızdırdılar. Bahse girip ağzını açarak dedi ki:
- مطمعانش گرمتر کردند زود ** او گرو بست و رهان را بر گشود
- Şu Arap atım rehin olsun. Benden hileyle kumaş çalabilirse at sizin olur.
- که گرو این مرکب تازی من ** بدهم ار دزدد قماشم او به فن
- Fakat hile yapamaz, çalamazsa ben sizden bir at alırım. 1680
- ور نتواند برد اسپی از شما ** وا ستانم بهر رهن مبتدا
- Türk, o gece kızgınlığından uyuyamadı. Hırsızın hayali ile savaşıp durmaktaydı.
- ترک را آن شب نبرد از غصه خواب ** با خیال دزد میکرد او حراب
- Sabah çağı bir atlas kumaşı koltukladı, çarşıya o hilebazın dükkânına gitti.
- بامدادان اطلسی زد در بغل ** شد به بازار و دکان آن دغل
- Terziye selâm verdi. Usta hemen yerinden kalkıp selâmını aldı, merhaba hoş geldin dedi.
- پس سلامش کرد گرم و اوستاد ** جست از جا لب به ترحیبش گشاد