English    Türkçe    فارسی   

6
1731-1740

  • Bu kadar çoğuz ama öyle olduğu halde size bu çokluk bile az gelmede.
  • بین که با بسیاری ما بر بساط  ** تنگ می‌آید شما را انبساط 
  • Kadın kıtlığından oğlancılığa düşüyorsunuz da yapan da dünyaya rezil rüsva oluyor, yaptıran da!
  • در لواطه می‌فتید از قحط زن  ** فاعل و مفعول رسوای زمن 
  • Zamanın hâdiselerine bakma. Feleğin acılıklarını, hazım olunmaz şeylerini görme.
  • تو مبین این واقعات روزگار  ** کز فلک می‌گردد اینجا ناگوار 
  • Rızkın, geçimin darlığına, şu kıtlığına, korkuya, titreyişe bakma.
  • تو مبین تحشیر روزی و معاش  ** تو مبین این قحط و خوف و ارتعاش 
  • Şuna bak sen: Bu kadar acılıklarıyla beraber yine de onun için ölüyor, ondan bir türlü kendinizi çekemiyorsunuz. 1735
  • بین که با این جمله تلخیهای او  ** مرده‌ی اویید و ناپروای او 
  • Acı imtihanı bir rahmet bil, Belh ve Merv ülkelerine sahip olmayı bir gazap say.
  • رحمتی دان امتحان تلخ را  ** نقمتی دان ملک مرو و بلخ را 
  • O İbrahim, telef olmaktan çekinmedi, ateşe atıldı, fakat yanmadı, bu İbrahim, şereften saltanattan kaçtı, kendisini ateşe attı.
  • آن براهیم از تلف نگریخت و ماند  ** این براهیم از شرف بگریخت و راند 
  • Şaşılacak şey. Ateş onu yakmadı, bunu yaktı. İstek yolunda böyle tersine nallar vardır işte!
  • آن نسوزد وین بسوزد ای عجب  ** نعل معکوس است در راه طلب 
  • Sofinin tekrar sual sorması
  • باز مکرر کردن صوفی سال را 
  • Sofi dedi ki: Yardımı dilenen Allah, kârımızı ziyansız etmeye kadirdir.
  • گفت صوفی قادرست آن مستعان  ** که کند سودای ما را بی زیان 
  • Ateşi gül ve ağaç haline getiren, bunu da zararsız bir hale getirebilir. 1740
  • آنک آتش را کند ورد و شجر  ** هم تواند کرد این را بی‌ضرر