- Nasıl ey sabırlı, ey hilim sahibi, ey yiğitlik, ey hikmet ıssı diyebilirdi? 1750
- چون بگفتی ای صبور و ای حلیم ** چون بگفتی ای شجاع و ای حکیم
- Yol kesen ve melûn şeytan olmasaydı sabırlılar, doğrular ve yoksulları doyuranlar, nasıl belli olurdu?
- صابرین و صادقین و منفقین ** چون بدی بی رهزن و دیو لعین
- Rüstem ve Hamza’yla namussuz, aynı ve bir olsaydı bilgi ve hikmet bâtıl olurdu.
- رستم و حمزه و مخنث یک بدی ** علم و حکمت باطل و مندک بدی
- Bilgi ve hikmet, doğru yolla yolsuzluğu göstermek içindir. Her taraf yoldan ibaret olsaydı hikmet, abes ve boş bir şey olurdu.
- علم و حکمت بهر راه و بیرهیست ** چون همه ره باشد آن حکمت تهیست
- Sense bu acı sulu tabiat dükkânı için iki âleminde yıkılmasını hoş görüyorsun.
- بهر این دکان طبع شورهآب ** هر دو عالم را روا داری خراب
- Ben bilip duruyorum ki sen paksın, ham değilsin. Bu soruşunda aşağılık kişilerin anlaması için. 1755
- من همیدانم که تو پاکی نه خام ** وین سالت هست از بهر عوام
- Devranın cefası ile âlemdeki bütün eziyetler, Allah’dan uzak olmadan ve gafil bulunmadan daha kolaydır.
- جور دوران و هر آن رنجی که هست ** سهلتر از بعد حق و غفلتست
- Çünkü bunlar hep geçer de onlar geçmez. Devlet, ona derler ki insanın canı uyanık olsun!
- زآنک اینها بگذرند آن نگذرد ** دولت آن دارد که جان آگه برد
- Zahmete sabretmek ,sevgilinin ayrılığına sabretmetken kolaydır.
- حکایت در تقریر آنک صبر در رنج کار سهلتر از صبر در فراق یار بود
- Kadının biri kocasına dedi ki: Ey adamlığı bir adımda aşan!
- آن یکی زن شوی خود را گفت هی ** ای مروت را به یک ره کرده طی
- Bana hiç bakmıyorsun, neden? Ne vaktedek bu horlukta kalacağım?
- هیچ تیمارم نمیداری چرا ** تا بکی باشم درین خواری چرا