- Çünkü bunlar hep geçer de onlar geçmez. Devlet, ona derler ki insanın canı uyanık olsun!
- زآنک اینها بگذرند آن نگذرد ** دولت آن دارد که جان آگه برد
- Zahmete sabretmek ,sevgilinin ayrılığına sabretmetken kolaydır.
- حکایت در تقریر آنک صبر در رنج کار سهلتر از صبر در فراق یار بود
- Kadının biri kocasına dedi ki: Ey adamlığı bir adımda aşan!
- آن یکی زن شوی خود را گفت هی ** ای مروت را به یک ره کرده طی
- Bana hiç bakmıyorsun, neden? Ne vaktedek bu horlukta kalacağım?
- هیچ تیمارم نمیداری چرا ** تا بکی باشم درین خواری چرا
- Kocası dedi ki: Boğazına bakıyorum, çıplağım ama elim ayağım var, çalışıp çabalıyorum. 1760
- گفت شو من نفقه چاره میکنم ** گرچه عورم دست و پایی میزنم
- Güzelim, ere kadının boğazına ve elbisesine bakmak farzdır. Ben ikisine de bakıyorum. Bu hususlarda eksiğin, gediğin yok.
- نفقه و کسوهست واجب ای صنم ** از منت این هر دو هست و نیست کم
- Kadın, gömleğinin yenini gösterdi. Pek kaba ve kirliydi.
- آستین پیرهن بنمود زن ** بس درشت و پر وسخ بد پیرهن
- Dedi ki: Kabalığından bedenimi yiyor. Kimse kimseye bu çeşit elbise verir mi?
- گفت از سختی تنم را میخورد ** کس کسی را کسوه زین سان آورد
- Kocası, a kadın dedi, sana bir sorum var: Yoksul adamım ben, elimden bu geliyor.
- گفت ای زن یک سالت میکنم ** مرد درویشم همین آمد فنم
- Doğru, bu çok kaba, çok çirkin, fakat ey düşünceli kadın, bir düşün. 1765
- این درشتست و غلیظ و ناپسند ** لیک بندیش ای زن اندیشهمند
- Bu mu daha kötü, yoksa boşanmak mı? Bu mu sana daha kötü geliyor ,yoksa ayrılık mı?
- این درشت و زشتتر یا خود طلاق ** این ترا مکروهتر یا خود فراق