English    Türkçe    فارسی   

6
177-186

  • İster Bağdat’tan olsunlar, ister Herat’tan, ister Rey’den. Su ve toprak karışıklığı olmaksızın onun soyudur onlar.
  • گر ز بغداد و هری یا از ری‌اند  ** بی‌مزاج آب و گل نسل وی‌اند 
  • Gül dalı, nerede biterse bitsin güldür. Şarap, nerede kaynayıp köpürürse köpürsün şaraptır.
  • شاخ گل هر جا که روید هم گلست  ** خم مل هر جا که جوشد هم ملست 
  • Güneş, isterse batıdan baş göstersin, yine güneştir, başka bir şey değil.
  • گر ز مغرب بر زند خورشید سر  ** عین خورشیدست نه چیز دگر 
  • Allahm, sen örtücülüğünle ört, ayıp görenlere bunu gösterme, onları kör et. 180
  • عیب چینان را ازین دم کور دار  ** هم بستاری خود ای کردگار 
  • Allah, ben, eşi olmayan güneşle kötü huylu yarasanın gözünü bağlamışım dedi.
  • گفت حق چشم خفاش بدخصال  ** بسته‌ام من ز آفتاب بی‌مثال 
  • Bakışı noksan yarasanın gözünden, o güneşin yıldızları da gizlidir.
  • از نظرهای خفاش کم و کاست  ** انجم آن شمس نیز اندر خفاست 
  • İman zevkine mâni olanı doğruluğun zayıflığına delâlet eden ve yüz binlerce ahmağın yolunu kesen çürümüş,pörsümüş gayret ve hamiyetin kınanması.Nitekim koyunlar da bir namussuzun yolunu keserlerdi , geçemezdi. Bu namussuz , çobandan “Koyunların, beni ısırırlar mı acaba?” diye sordu . Çoban dedi ki: ” Ersen ve sende erkeklik damarı varsa hepsi sana feda olsun. Namussuz biriysen her biri , sana bir ejderha kesilir . ” Başka bir namussuz da vardı , koyunları gördü mü, derhal yoldan dönerdi. Çobana bir şey de soramazdı , sorarsam koyunlar,başıma üşüşür,beni ısırırlar derdi.
  • نکوهیدن ناموسهای پوسیده را کی مانع ذوق ایمان و دلیل ضعف صدق‌اند و راه‌زن صد هزار ابله چنانک راه‌زن آن مخنث شده بودند گوسفندان و نمی‌یارست گذشتن و پرسیدن مخنث از چوپان کی این گوسفندان تو مرا عجب گزند گفت ای مردی و در تو رگ مردی هست همه فدای تو اند و اگر مخنثی هر یکی ترا اژدرهاست مخنثی دیگر هست کی چون گوسفندان را بیند در حال از راه باز گردد نیارد پرسیدن ترسد کی اگر بپرسم گوسفندان در من افتند و مرا بگزند 
  • Ey Allah ışığı Hüsameddin, ey ruh cilâsı, ey doğru yolu gösteren padişah gel!
  • ای ضیاء الحق حسام‌الدین بیا  ** ای صقال روح و سلطان الهدی 
  • Mesnevi’yi yayılmış bir mera haline getir, örneklerinin suretlerine can ver!
  • مثنوی را مسرح مشروح ده  ** صورت امثال او را روح ده 
  • Can ver de bütün harfleri akıl ve can olsun, can cennetine uçup gitsin. 185
  • تا حروفش جمله عقل و جان شوند  ** سوی خلدستان جان پران شوند 
  • Zaten onlar, senin sayende can âleminden gelip harf tuzağına tutuldular, mahpus oldular.
  • هم به سعی تو ز ارواح آمدند  ** سوی دام حرف و مستحقن شدند