- Bir ömürdür Allah adaletini görmüş, o tadı almışsın da yine görmeyenlerden daha namahremsin.
- دیدهای عمری تو داد و داوری ** وانگه از نادیدگان ناشیتری
- Talebelik eden üstat olur. Öyle olduğu halde sen günden güne geri gitmişsin a inatçı kör.
- هر که شاگردیش کرد استاد شد ** تو سپستر رفتهای ای کور لد
- Anandan,i babandan haberin yok, geceyle gündüzden de ibret almamışsın.
- خود نبود از والدینت اختبار ** هم نبودت عبرت از لیل و نهار
- Bir ârif, papazın birine sordu: Sen mi daha yaşlısın sakalın mı? 1780
- عارفی پرسید از آن پیر کشیش ** که توی خواجه مسنتر یا که ریش
- Papaz dedi ki: Ben ondan önce doğdum. Sakalsız nice zamanlarım var.
- گفت نه من پیش ازو زاییدهام ** بی ز ریشی بس جهان را دیدهام
- Ârif dedi ki: Sakalın ağarmış, eski halini terk etmiş. Öyle olduğu halde yazıklar olsun, kötü huyun hâlâ dönmemiş!
- گفت ریشت شد سپید از حال گشت ** خوی زشت تو نگردیدست وشت
- O senden önce doğmuş seni geçmiş. Sense tirit sevdası ile böylece kala kalmışsın.
- او پس از تو زاد و از تو بگذرید ** تو چنین خشکی ز سودای ثرید
- Önce doğduğun renktesin hâlâ. Ondan bir adım bile ileri atmamışsın.
- تو بر آن رنگی که اول زادهای ** یک قدم زان پیشتر ننهادهای
- Hâlâ kaptaki ekşi ayransın. Hâlâ o yoğurdun yağını ayıramamışsın. 1785
- همچنان دوغی ترش در معدنی ** خود نگردی زو مخلص روغنی
- Hâlâ balçık küpteki hamursun, bir ömürdür ateşli tandırdasın ama hâlâ pişmemişsin.
- هم خمیری خمر طینه دری ** گرچه عمری در تنور آذری