- Bulursan ne âlâ, onu sana helâl ettim. Bulamazsan yorulmazsın, kazar durursun! 1965
- گر نیابی نبودت هرگز ملال ** ور بیابی آن به تو کردم حلال
- Akıl, ümitsizlik yoluna gider mi hiç? Aşk lâzım ki o tarafa koşsun!
- عقل راه ناامیدی کی رود ** عشق باشد کان طرف بر سر دود
- Hiç bir şeye aldırmayan aşktır, akıl değil. Akıl, faydalanacağı şeyi arar.
- لاابالی عشق باشد نی خرد ** عقل آن جوید کز آن سودی برد
- Aşk yılmaz, canını sakınmaz, utanma nedir bilmez. Değirmen taşının altına gitmiş gibi belâlara uğrar, sabreder.
- ترکتاز و تنگداز و بیحیا ** در بلا چون سنگ زیر آسیا
- Öyle pek yüzlüdür ki hiç arkasını dönmez. Bir fayda elde etmek ümidini öldürmüştür içinde.
- سخترویی که ندارد هیچ پشت ** بهرهجویی را درون خویش کشت
- Neyi var, neyi yoksa ortaya kor, oynar, yutulur, bir ücret aramaz. Allah’nın aldığı gibi yine hepsini Allahya verir, tertemiz olur. 1970
- پاک میبازد نباشد مزدجو ** آنچنان که پاک میگیرد ز هو
- Allah, ona sebepsiz olarak bu varlığı vermiştir.O cömert er de sebepsiz olarak Allah vergisini Allahya bağışlar.
- میدهد حق هستیش بیعلتی ** میسپارد باز بیعلت فتی
- Cömertlik, sebepsiz olarak vermektir. Temizlik, her şeyi Allahya verip arınmak, her şeriatın dışındadır.
- که فتوت دادن بی علتست ** پاکبازی خارج هر ملتست
- Çünkü şeriat, ya Allah ihsanına nail olmayı, yahut Allah kahrından kurtulmayı arar. Varlıktan arınanlarsa Allah’nın has kurbanlarıdır.
- زانک ملت فضل جوید یا خلاص ** پاک بازانند قربانان خاص
- Onlar, ne Allahyı sınarlar, ne de ziyana, kâra aldırış ederler.
- نی خدا را امتحانی میکنند ** نی در سود و زیانی میزنند
- Padişahın,definenin yerini gösteren kâğıdı ”Al,biz bundan vazgeçtik” diye yoksula vermesi
- باز دادن شاه گنجنامه را به آن فقیر کی بگیر ما از سر این برخاستیم