- Hattâ ruh, bir an hırsızlamacasına o fütuhattan dolayı sana şükretmese, münkir olsa.
- گر دمی منکر شود دزدانه روح ** در ادای شکرت ای فتح و فتوح
- Durup dinlenmeden kin güden aşk sahnesi, derhal o inkâr eden göğüse ateş dolu bir leğen koyuverir. 1995
- شحنهی عشق مکرر کینهاش ** طشت آتش مینهد بر سینهاش
- Aya gel, tozdan vazgeç. Aşk padişahı seni çağırmada, çabuk dön der.
- که بیا سوی مه و بگذر ز گرد ** شاه عشقت خواند زوتر باز گرد
- Ben, güvercin gibi sarhoşçasına bu damın, bu güvercinliğin etrafında kanat çırpmaktayım.
- گرد این بام و کبوترخانه من ** چون کبوتر پر زنم مستانه من
- Aşk Cebrailiyim, Sidre’m sensin. İlletliyim, Meryem oğlu İsa sensin bana.
- جبرئیل عشقم و سدرهم توی ** من سقیمم عیسی مریم توی
- O inciler saçan denizi coştur. Şu hastayı bu gün bir hoşça sor, soruştur!
- جوش ده آن بحر گوهربار را ** خوش بپرس امروز این بیمار را
- Çünkü sen, onunsun, deniz de onundur. Bu an, onun nöbet zamanıdır ama aldırma. 2000
- چون تو آن او شدی بحر آن اوست ** گرچه این دم نوبت بحران اوست
- Zaten bu, onun meydana getirdiği bir feryattan ibarettir. Yarabbi, sen gizli olanı koru, onu meydana çıkarma.
- این خود آن نالهست کو کرد آشکار ** آنچ پنهانست یا رب زینهار
- Ney gibi iki ağzımız var. Bir ağız, onun dudaklarında gizli.
- دو دهان داریم گویا همچو نی ** یک دهان پنهانست در لبهای وی
- Öbür ağız, size görünmede, feryat etmede, havaya bir hay huydur salmada.
- یک دهان نالان شده سوی شما ** های هویی در فکنده در هوا