- Dağların gönlündeki lâ’l madenleri, sana delâlet etmede. Bağlar, bahçeler, senin gülümsemelerinle dopdolu.
- در دل که لعلها دلال تست ** باغها از خنده مالامال تست
- Senin erliğine mahrem olacak Rüstem nerede ki senin yüzlerce harmanından bir buğday tanesini söylemeye kalkayım.
- محرم مردیت را کو رستمی ** تا ز صد خرمن یکی جو گفتمی
- Senin sırrından bir ah etmek istersem ancak Ali gibi bir kuyuya gitmeli, kuyunun içine ah etmeliyim.
- چون بخواهم کز سرت آهی کنم ** چون علی سر را فرو چاهی کنم
- Kardeşlerin gönüllerinde kin olduğundan Yusuf’umun kuyu dibinde kalması daha iyi. 2015
- چونک اخوان را دل کینهورست ** یوسفم را قعر چه اولیترست
- Sarhoş oldum, kendini ortaya atacağım artık. Kuyu nedir ki? Ben gidip ovanın ta ortasına çadır kuracağım.
- مست گشتم خویش بر غوغا زنم ** چه چه باشد خیمه بر صحرا زنم
- Ateşli şarabı ver avucuma da ondan sonra benim sarhoşça debdebemi, azametimi seyret.
- بر کف من نه شراب آتشین ** وانگه آن کر و فر مستانه بین
- O yoksul, defineyi elde edemedi ama söyle, beklesin. Çünkü biz, bu anda neşeye gark olduk.
- منتظر گو باش بی گنج آن فقیر ** زآنک ما غرقیم این دم در عصیر
- Ey yoksul, artık sen Allahya sığın. Ben gark oldum, benden yardım isteme!
- از خدا خواه ای فقیر این دم پناه ** از من غرقه شده یاری مخواه
- Artık o hikâyelerde işim yok benim. Ne kendimden haberim var, ne sakalımdan! 2020
- که مرا پروای آن اسناد نیست ** از خود و از ریش خویشم یاد نیست
- İçine bir kıl bile sığmayan şaraba gurur, izzeti nefis filân sığar mı hiç?
- باد سبلت کی بگنجد و آب رو ** در شرابی که نگنجد تار مو