- Sâki, büyük bir sağrak sun da şu zengini sakalından, bıyığından kurtar.
- در ده ای ساقی یکی رطلی گران ** خواجه را از ریش و سبلت وا رهان
- Gururundan bize bıyık buruyor, fakat bize hasedinden de sakalını yolup durmada.
- نخوتش بر ما سبالی میزند ** لیک ریش از رشک ما بر میکند
- Onun bütün riyalarını, düzenlerini biliyoruz. O mattır, mattır, mat.
- مات او و مات او و مات او ** که همیدانیم تزویرات او
- Pir, beş yüz yıl sonra, ondan ne doğacak? Kıldan kıla ve apaçık görür. 2025
- از پس صد سال آنچ آید ازو ** پیر میبیند معین مو به مو
- Halkın aynada gördüğünü, pir, pişmemiş kerpiçte görür.
- اندر آیینه چه بیند مرد عام ** که نبیند پیر اندر خشت خام
- Kaba sakallının evinde görmediği, köseye bir bir görünür.
- آنچ لحیانی به خانهی خود ندید ** هست بر کوسه یکایک آن پدید
- Denize git, sen balık oğlusun. Neden çerçöp gibi sakalına düştün böyle?
- رو به دریایی که ماهیزادهای ** همچو خس در ریش چون افتادهای
- Çerçöp değilsin sen, bu senden uzaktır. Sana inciler bile haset eder. Denizde, dalgalar arasında olman daha doğrudur.
- خس نهای دور از تو رشک گوهری ** در میان موج و بحر اولیتری
- Deniz birdir. Eşi, ortağı yoktur. İncisi balığı da dalgasından başka bir şey değildir. 2030
- بحر وحدانست جفت و زوج نیست ** گوهر و ماهیش غیر موج نیست
- Ona eş, ortak olsun... Buna imkân yoktur. Böyle şey, o denizden, o denizin pak dalgasından uzaktır.
- ای محال و ای محال اشراک او ** دور از آن دریا و موج پاک او