- Yahut da nöbetle gâh sus, gâh söyle. Hâsılı şaşıca davul döv vesselâm.
- یا به نوبت گه سکوت و گه کلام ** احولانه طبل میزن والسلام
- Bir mahrem gördün mü can sırrını söyle. Gül gördün mü bülbüller gibi nâra at.
- چون ببینی محرمی گو سر جان ** گل ببینی نعره زن چون بلبلان
- Hileyle, geçici şeylerle dolu bir tulum görürsen dudağını kapat, kendini küp haline sok.
- چون ببینی مشک پر مکر و مجاز ** لب ببند و خویشتن را خنب ساز
- O, suyun düşmanıdır, onun önünde oynama. Yoksa bilgisizlik taşını atar, küpü kırar.
- دشمن آبست پیش او مجنب ** ورنه سنگ جهل او بشکست خنب
- 2040
- با سیاستهای جاهل صبر کن ** خوش مدارا کن به عقل من لدن
- Cahilin eziyetlerine sabretmek, ehil olanlara cilâdır. Nerede bir gönül varsa sabırla cilâlanır.
- صبر با نااهل اهلان را جلاست ** صبر صافی میکند هر جا دلیست
- Nemrut’un ateşi, İbrahim’e bir ayna temizliği verdi, aynayı cilalâr gibi onu da arıttı, cilâladı.
- آتش نمرود ابراهیم را ** صفوت آیینه آمد در جلا
- Nuh kavminin cefası ile Nuh’un sabrı, Nuh’a ruh cilâsı oldu.
- جور کفر نوحیان و صبر نوح ** نوح را شد صیقل مرآت روح
- Allah,sırrını kutlasın Şeyh Hasan-ı Harkani’ye ait hikâye
- حکایت مرید شیخ حسن خرقانی قدس الله سره
- Bir derviş, Ebül-Huseyn-i Harkan’ın şöhretini duyup Talkan şehrinden yola çıkmıştı.
- رفت درویشی ز شهر طالقان ** بهر صیت بوالحسین خارقان
- Dağlar aştı, uzun ovalar geçti. Şeyh’i görmek için özü doğru olarak, Allahya yalvarıp yakararak bunca yol aldı. 2045
- کوهها ببرید و وادی دراز ** بهر دید شیخ با صدق و نیاز