- 2040
- با سیاستهای جاهل صبر کن ** خوش مدارا کن به عقل من لدن
- Cahilin eziyetlerine sabretmek, ehil olanlara cilâdır. Nerede bir gönül varsa sabırla cilâlanır.
- صبر با نااهل اهلان را جلاست ** صبر صافی میکند هر جا دلیست
- Nemrut’un ateşi, İbrahim’e bir ayna temizliği verdi, aynayı cilalâr gibi onu da arıttı, cilâladı.
- آتش نمرود ابراهیم را ** صفوت آیینه آمد در جلا
- Nuh kavminin cefası ile Nuh’un sabrı, Nuh’a ruh cilâsı oldu.
- جور کفر نوحیان و صبر نوح ** نوح را شد صیقل مرآت روح
- Allah,sırrını kutlasın Şeyh Hasan-ı Harkani’ye ait hikâye
- حکایت مرید شیخ حسن خرقانی قدس الله سره
- Bir derviş, Ebül-Huseyn-i Harkan’ın şöhretini duyup Talkan şehrinden yola çıkmıştı.
- رفت درویشی ز شهر طالقان ** بهر صیت بوالحسین خارقان
- Dağlar aştı, uzun ovalar geçti. Şeyh’i görmek için özü doğru olarak, Allahya yalvarıp yakararak bunca yol aldı. 2045
- کوهها ببرید و وادی دراز ** بهر دید شیخ با صدق و نیاز
- Yolda gördüğü cefalar, çektiği eziyetler, anlatılmaya değer ama ben kısa kesiyorum.
- آنچ در ره دید از رنج و ستم ** گرچه در خوردست کوته میکنم
- O genç, yolu bitirip maksadına ulaştı. O padişahın evini sordu.
- چون به مقصد آمد از ره آن جوان ** خانهی آن شاه را جست او نشان
- Öğrenip kapısına geldi, yüzlerce saygıyla kapı halkasını vurdu. Şeyhin karısı, kapıdan başını çıkardı.
- چون به صد حرمت بزد حلقهی درش ** زن برون کرد از در خانه سرش
- Ey kerem sahibi, ne istiyorsun? dedi. Derviş, ziyaret için geldim deyince.
- که چه میخواهی بگو ای ذوالکرم ** ژگفت بر قصد زیارت آمدم