- Şeriatı, Allahdan ürküp sakınmayı ardına atmış. Nerede Ömer? Gelse de şiddetle doğruluğu emretse! 2065
- شرع و تقوی را فکنده سوی پشت ** کو عمر کو امر معروفی درشت
- Bunlar, her kötü şeyi mübah biliyorlar. Bu ibahilik bunlardan yayıldı, fesatçı kalleşe de ruhsat oldu âdeta.
- کین اباحت زین جماعت فاش شد ** رخصت هر مفسد قلاش شد
- Nerede Peygamberle sahabesinin yolu. Nerede namaz, nerede tesbih, nerede onların edepleri.
- کو ره پیغامبری و اصحاب او ** کو نماز و سبحه و آداب او
- Kadının küfürde bulunması ve saçma sözler söylemesi üzerine o dervişin kızıp ona ağır sözlerle cevap vermesi
- جواب گفتن مرید و زجر کردن مرید آن طعانه را از کفر و بیهوده گفتن
- Genç, yeter diye bağırdı, apaydın günde bekçinin ne lüzumu var?
- بانگ زد بر وی جوان و گفت بس ** روز روشن از کجا آمد عسس
- Erlerin nuru doğuyu da tuttu batıyı da. Gökler bile hayrette kalıp secde ettiler.
- نور مردان مشرق و مغرب گرفت ** اسمانها سجده کردند از شگفت
- Allah güneşi Hamel burcundan doğdu da bu güneş utancından perde arkasına girdi. 2070
- آفتاب حق بر آمد از حمل ** زیر چادر رفت خورشید از خجل
- Senin gibi bir şeytanın saçmaları, nereden beni bu kapının tokmağından döndürecek?
- ترهات چون تو ابلیسی مرا ** کی بگرداند ز خاک این سرا
- Ben bulut gibi yele kapılıp gelmedim ki beni bu kapıdan bir tozla çevirebilesin.
- من به بادی نامدم همچون سحاب ** تا بگردی باز گردم زین جناب
- Öküz bile o kerem kıblesi olunca nur kesilir, fakat o nur olmadı mı kıble, küfürdür, puttur.
- عجل با آن نور شد قبلهی کرم ** قبله بی آن نور شد کفر و صنم
- Heva ve hevesten gelen, ibahilik sapıklıktır, azgınlıktır, fakat Allah’dan gelen, ibahilik yüceliktir.
- هست اباحت کز هوای آمد ضلال ** هست اباحت کز خدا آمد کمال