- “Ebuleheb’in ruhuna kıyamete kadar “Elleri kurusun” bedduası geldiği gibi o tükürük de kıyamete kadar Allah’dan, senin suratına gelir. 2100
- تا قیامت تف برو بارد ز رب ** همچو تبت بر روان بولهب
- Davulu var, bayrağı var, ülkesi var. Böyle bir padişaha hazır sofraya oturur diyen köpektir.
- طبل و رایت هست ملک شهریار ** سگ کسی که خواند او را طبلخوار
- Gökler, onun ayına kuldur. Doğu da ondan ekmek dilemektedir, batı da.
- آسمانها بندهی ماه ویاند ** شرق و مغرب جمله نانخواه ویاند
- Fermanında “Sen olmasaydın gökleri yaratmazdım” hadîsi yazılı olan zat, bir zattır ki herkes, onun nimetlerine, onun rızk taksimine muhtaçtır.
- زانک لولاکست بر توقیع او ** جمله در انعام و در توزیع او
- O olmasaydı gökyüzü olmazdı, dönmezdi, nurlanmazdı, meleklere yurt kesilmezdi.
- گر نبودی او نیابیدی فلک ** گردش و نور و مکانی ملک
- O olmasaydı denizler olmaz, denizlerdeki heybet vücut bulmaz, balıklar ve padişahlara lâyık inciler meydana gelmezdi. 2105
- گر نبودی او نیابیدی به حار ** هیبت و ماهی و در شاهوار
- O olmasaydı yeryüzü olmaz, yeryüzünün içinde defineler, dışında yaseminler yaratılmazdı.
- گر نبودی او نیابیدی زمین ** در درونه گنج و بیرون یاسمین
- Rızklar da onun rızkını yemektedir. Meyveler de onun yağmuruna karşı dudakları kupkuru bir haldedir.
- رزقها هم رزقخواران ویاند ** میوهها لبخشک باران ویاند
- Kendine gel , bu işteki düğüm, tersine düğümlenmiştir. Sana sadaka verene sen sadaka ver!
- هین که معکوس است در امر این گره ** صدقهبخش خویش را صدقه بده
- Ey yoksul zengine zekât ver. Bütün altınlar, bütün ipekli kumaşlar, yokluktadır, yoksuldadır.
- از فقیرستت همه زر و حریر ** هین غنی راده زکاتی ای فقیر