- Sırtı yaralı arık bir deveyim; sırtımda bir semere benzeyen ihtiyar yüzünden sırtım yaralandı.
- اشتریام لاغری و پشت ریش ** ز اختیار همچو پالانشکل خویش
- Arkamdaki bu mahfe, gâh ağır gelip beni bu yana çekmede, gâh öbür tarafa yanlayıp beni o yana sürüklemede. 215
- این کژاوه گه شود این سو گران ** آن کژاوه گه شود آن سو کشان
- Bu uygunsuz yükü sırtımdan al da iyi kişilerin bahçelerini göreyim.
- بفکن از من حمل ناهموار را ** تا ببینم روضهی ابرار را
- Uyanık olarak değil de Ashabı Kehf gibi uykuda olarak cömertlik bahçesinde yayılayım.
- همچو آن اصحاب کهف از باغ جود ** میچرم ایقاظ نی بل هم رقود
- Sağıma, soluma yatıp uyuyayım, fakat ancak top gibi ihtiyarsız olarak yuvarlanayım.
- خفته باشم بر یمین یا بر یسار ** برنگردم جز چو گو بیاختیار
- Ey din Allahsı, sağıma da dönersem senin döndürmenle döneyim, soluma da dönersem senin döndürmenle.
- هم به تقلیب تو تا ذات الیمین ** یا سوی ذات الشمال ای رب دین
- Yüz binlerce yıllardır havadaki zerreler gibi ihtiyarsızdım. 220
- صد هزاران سال بودم در مطار ** همچو ذرات هوا بیاختیار
- O zamanı ve o hali unuttum ama uykuda bu âlemden göçüp gitmem, bana o âlemden bir armağan.
- گر فراموشم شدست آن وقت و حال ** یادگارم هست در خواب ارتحال
- Uyku zamanı bu dört unsur çarmıhından kurtulur, şu daracık yurttan can yaylasına sıçrar, çıkarım.
- میرهم زین چارمیخ چارشاخ ** میجهم در مسرح جان زین مناخ
- Uyku dadısından o geçmiş günlerin sütünü içerim ey bir şeye ihtiyacı olmayan ve herkes kendisine muhtaç olan Allah.
- شیر آن ایام ماضیهای خود ** میچشم از دایهی خواب ای صمد