English    Türkçe    فارسی   

6
2174-2183

  • Kürkten de kaçarsın, ipekli elbisenden de. Ondan kaçar zemheriye sığınırsın.
  • Sen iki dağ tepesi değilsin,bir dağ tepesisin, yalın kat bir adamsın sen. Zelle azabından gaafilsin. 2175
  • Şehire, köye Tanrı emri geldi: Eve, duvara, onlara gölge verme,
  • Yağmura, güneşe mâni olma dendi. Bu suretle o ümmet peygamberlerinin yanına koştular.
  • Ey ulu kişi dediler, çoğumuz öldük. Artık arkasını tefsirden oku.
  • O eli sopalı er, sopayı yılan yaptı. Aklın varsa bu nükte sana yeter.
  • Gözün var ama anlayışın yok. Âdeta donmuş bir kaynak, bir et parçası. 2180
  • Bunun içindir ki düşünceleri meydana getiren, bezeyen Tanrı, ey kul, anlayışlı bir surette bak demektedir.
  • Soğuk demiri döv demiyor, bunu istemiyor, fakat ey demir, hiç olmazsa Davut’un yanında dön dolaş!
  • Bedenin ölmüş, İsrafil’in yanına koş. Gönlün donmuş, yürüyüp giden güneşe git.