- Fakat Tanrı, ona öyle bir acı korkusu vermiştir de o yüzden işler de görülür gider.
- لیک دادش حق چنین خوف وجع ** تا مصالح حاصل آید در تبع
- Her kazanç sahibi de bunun gibi âlemi ıslâh için değil, kendisi için çalışır.
- همچنان هر کاسبی اندر دکان ** بهر خود کوشد نه اصلاح جهان
- Her biri derdine bir melhem arar. Derken bir âlem de bu yüzden düzene girer. 2200
- هر یکی بر درد جوید مرهمی ** در تبع قایم شده زین عالمی
- Tanrı korkuyu bu âleme direk yapmıştır. Herkes, can korkusu ile bir işe sarılmıştır.
- حق ستون این جهان از ترس ساخت ** هر یکی از ترس جان در کار باخت
- Tanrı’ya hamd olsun ki böyle bir korkuyu mimar etmiş, onunla yer yüzünü düzene koymuştur.
- حمد ایزد را که ترسی را چنین ** کرد او معمار و اصلاح زمین
- Bunların hepside iyiden, kötüden korkarlar. Fakat hiçbir kimse yoktur ki kendi kendisinden korksun.
- این همه ترسندهاند از نیک و بد ** هیچ ترسنده نترسد خود ز خود
- Şu halde hakikatte herkese hak3im olan birsidir ve o, duygularla duyulmaz ama çok yakındır insana.
- پس حقیقت بر همه حاکم کسیست ** که قریبست او اگر محسوس نیست
- O, bir gizli yerde duyulur ama bu evin duyguları ile duyulmaz. 2205
- هست او محسوس اندر مکمنی ** لیک محسوس حس این خانه نی
- Tanrı’nın anlaşılacağı, duyulacağı duygu, bu cihanın duygusu değildir, o duygu, başka bir duygudur.
- آن حسی که حق بر آن حس مظهرست ** نیست حس این جهان آن دیگرست
- Hayvan duygusu, o suretleri görseydi öküzle eşek de vaktin Beyazıd’ı olurdu.
- حس حیوان گر بدیدی آن صور ** بایزید وقت بودی گاو و خر