- Birisini ululuk nuru ile doldurur, öbürünü vehimlerle, hayallerle.
- آن یکی را کرده پر نور جلال ** وآن دگر را کرده پر وهم و خیال
- Kendimde bir rey, bir tedbir olsaydı her yaptığım, her giriştiğim iş, kendi hükmümce olurdu.
- گر بخویشم هیچ رای و فن بدی ** رای و تدبیرم به حکم من بدی
- Geceleyin aklım, benim buyruğum olmadan gitmezdi. Kuşlarım, tuzağımda dururdu. 2325
- شب نرفتی هوش بیفرمان من ** زیر دام من بدی مرغان من
- Can duraklarını bilir, uykumda da, uyanıkken de, sınandığım zaman da onları anlardım.
- بودمی آگه ز منزلهای جان ** وقت خواب و بیهشی و امتحان
- Bu işleri bağlayıp çözmek elimde değil, değil de yine de bu ululanmam, bu kendimi beğenmem nedir?
- چون کفم زین حل و عقد او تهیست ** ای عجب این معجبی من ز کیست
- Gördüğümü görmemiş sandım da yine dua zembilini kaldırdım.
- دیده را نادیده خود انگاشتم ** باز زنبیل دعا برداشتم
- Ey kerem sahibi, elif gibi hiçbir şeyim yok... Mimin gözünden daha dar bir gönlüm var ancak.
- چون الف چیزی ندارم ای کریم ** جز دلی دلتنگتر از چشم میم
- Bu elif, bu mim, varlığımızın anasıdır. Anamız olan mimin eli dardır, elifse ondan daha yoksul! 2330
- این الف وین میم ام بود ماست ** میم ام تنگست الف زو نر گداست
- Elifin bir şeyi yok demek gaflettir, mim gibi gönlü daralmış bir hale gelmek akıl alâmetidir.
- آن الف چیزی ندارد غافلیست ** میم دلتنگ آن زمان عاقلیست
- Kendimden geçtiğim zaman hiçim. Fakat aklım başıma geldi mi ıstıraplara düşer, kıvranır dururum.
- در زمان بیهشی خود هیچ من ** در زمان هوش اندر پیچ من