English    Türkçe    فارسی   

6
2323-2332

  • Birisini ululuk nuru ile doldurur, öbürünü vehimlerle, hayallerle.
  • آن یکی را کرده پر نور جلال  ** وآن دگر را کرده پر وهم و خیال 
  • Kendimde bir rey, bir tedbir olsaydı her yaptığım, her giriştiğim iş, kendi hükmümce olurdu.
  • گر بخویشم هیچ رای و فن بدی  ** رای و تدبیرم به حکم من بدی 
  • Geceleyin aklım, benim buyruğum olmadan gitmezdi. Kuşlarım, tuzağımda dururdu. 2325
  • شب نرفتی هوش بی‌فرمان من  ** زیر دام من بدی مرغان من 
  • Can duraklarını bilir, uykumda da, uyanıkken de, sınandığım zaman da onları anlardım.
  • بودمی آگه ز منزلهای جان  ** وقت خواب و بیهشی و امتحان 
  • Bu işleri bağlayıp çözmek elimde değil, değil de yine de bu ululanmam, bu kendimi beğenmem nedir?
  • چون کفم زین حل و عقد او تهیست  ** ای عجب این معجبی من ز کیست 
  • Gördüğümü görmemiş sandım da yine dua zembilini kaldırdım.
  • دیده را نادیده خود انگاشتم  ** باز زنبیل دعا برداشتم 
  • Ey kerem sahibi, elif gibi hiçbir şeyim yok... Mimin gözünden daha dar bir gönlüm var ancak.
  • چون الف چیزی ندارم ای کریم  ** جز دلی دلتنگ‌تر از چشم میم 
  • Bu elif, bu mim, varlığımızın anasıdır. Anamız olan mimin eli dardır, elifse ondan daha yoksul! 2330
  • این الف وین میم ام بود ماست  ** میم ام تنگست الف زو نر گداست 
  • Elifin bir şeyi yok demek gaflettir, mim gibi gönlü daralmış bir hale gelmek akıl alâmetidir.
  • آن الف چیزی ندارد غافلیست  ** میم دلتنگ آن زمان عاقلیست 
  • Kendimden geçtiğim zaman hiçim. Fakat aklım başıma geldi mi ıstıraplara düşer, kıvranır dururum.
  • در زمان بیهشی خود هیچ من  ** در زمان هوش اندر پیچ من