English    Türkçe    فارسی   

6
2447-2456

  • Hepsi de Tanrı âşığı peygamberdi bunların. Bu suretle bana peygamberlerin birliği anlatılmış oldu.
  • انبیا بودند ایشان اهل ود  ** اتحاد انبیاام فهم شد 
  • Bu sırada yine o ulu melekleri gördüm. Kardan meydana gelmişti bunlar.
  • باز املاکی همی دیدم شگرف  ** صورت ایشان بد از اجرام برف 
  • Bunlardan başka yardım dileyen bir halka melek daha vardı ki onlarda ateşten yaratılmışlardı.
  • حلقه‌ی دیگر ملایک مستعین  ** صورت ایشان به جمله آتشین 
  • O çıfıt böyle söyleyip duruyordu. Nice Yahudi vardır ki sonu iyi olur. 2450
  • زین نسق می‌گفت آن شخص جهود  ** بس جهودی که آخرش محمود بود 
  • Hiçbir kâfiri hor görmeyin. Müslüman olarak ölebilir olur ya.
  • هیچ کافر را به خواری منگرید  ** که مسلمان مردنش باشد امید 
  • Ömrünün sonundan ne haberin var ki ondan tamamı ile yüzünü çeviriyorsun.
  • چه خبر داری ز ختم عمر او  ** تا بگردانی ازو یک‌باره رو 
  • Ondan sonra Hıristiyan söze geldi. Dedi ki: Rüyada Mesih göründü..
  • بعد از ان ترسا در آمد در کلام  ** که مسیحم رو نمود اندر منام 
  • Onunla dördüncü kat göğe âlemin güneşinin bulunduğu durağa çıktım.
  • من شدم با او به چارم آسمان  ** مرکز و مثوای خورشید جهان 
  • Gök kalelerinin şaşılacak şeylerini gördüm. Bu âlemdeki alâmetlere hiç benzemiyorlardı. 2455
  • خود عجب‌های قلاع آسمان  ** نسبتش نبود به آیات جهان 
  • Oğulların gökçeği, herkes bilir ki gökyüzünün hüneri, elbette yeryüzünden üstündür.
  • هر کسی دانند ای فخر البنین  ** که فزون باشد فن چرخ از زمین 
  • Öküz, deve ve koç, yolda bir deste ot buldular. Her biri ben yiyeceğim dedi.
  • حکایت اشتر و گاو و قج که در راه بند گیاه یافتند هر یکی می‌گفت من خورم