- E... Artık ben nasıl olur da peygamberlerin övündüğü Peygamberimin emrinden dışarı çıkabilirim? Helvayı yedim tabiî, şimdi de sarhoşum işte!” dedi.
- من ز فخر انبیا سر چون کشم ** خوردهام حلوا و این دم سرخوشم
- Bunun üzerine vallahi dediler, rüya, senin rüyan. Bu gördüğün rüya, bizim yüzlerce rüyamızdan üstün.
- پس بگفتندش که والله خواب راست ** تو بدیدی وین به از صد خواب ماست
- Ey neşeli zat, senin uykun, uyanıklık. Rüyanın eserini uyanıklıkla bile görüyorsun.
- خواب تو بیداریست ای بو بطر ** که به بیداری عیانستش اثر
- Sen de faziletten, yiğitlikten, hünerden geç, iş hizmette ve güzel huydadır. 2500
- در گذر از فضل و از جهدی و فن ** کار خدمت دارد و خلق حسن
- Tanrı, bizi bunun için meydana getirdi. “İnsanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım, cinleri de” dedi.
- بهر این آوردمان یزدان برون ** ما خلقت الانس الا یعبدون
- Samiri’nin hüneri, neyini fazlalaştırdı ki? O hüner kendisini Tanrı kapısından sürdürdü.
- سامری را آن هنر چه سود کرد ** کان فن از باب اللهش مردود کرد
- Kaarun’un başına kimya bilgisinden neler geldi? Seyret de bak. Yer, onu ta dibine kadar çekti.
- چه کشید از کیمیا قارون ببین ** که فرو بردش به قعر خود زمین
- Ebülhakem, hünerinden ne elde etti? Küfrüyle inkârıyle baş aşağı cehenneme gitti.
- بوالحکم آخر چه بر بست از هنر ** سرنگون رفت او ز کفران در سقر
- Hüner odur ki ateşi apaçık göresin; duman ateşe delalet eder demeyesin bunu böyle bil! 2505
- خود هنر آن داد که دید آتش عیان ** نه کپ دل علی النار الدخان
- Senin delilin hakikatte hekimin delilinden daha kokmuştur.
- ای دلیلت گندهتر پیش لبیب ** در حقیقت از دلیل آن طبیب