- Ulu bir ad, küçücük, ehemmiyetsiz bir ada eş oldu diye utançlarından ağızları acılaşır. 25
- شد دهانشان تلخ ازین شرم و خجل ** که قرین شد نام اعظم با اقل
- Bu dünyanın o dünya ile birleşmesinden bu dünya, utanır, ortadan kalkar.
- در قران این جهان با آن جهان ** این جهان از شرم میگردد جهان
- Bu söz dardır, derecesi pek aşağıdır. Yoksa bayağı bir şeyin hasın hası ile ne münasebeti var?
- این عبارت تنگ و قاصر رتبتست ** ورنه خس را با اخص چه نسبتست
- Kuzgun,üzüm bağında kuzgunca bağırır. Fakat bülbül, bunu duyup sesini azaltır mı?
- زاغ در رز نعرهی زاغان زند ** بلبل از آواز خوش کی کم کند
- Bu “Allah dilediğini yapar” pazarında her ikisi için de ayrı alıcı var.
- پس خریدارست هر یک را جدا ** اندرین بازار یفعل ما یشا
- Dikenliğin gıdası ateştir; sarhoş dimağının gıdası da gül kokusu. 30
- نقل خارستان غذای آتش است ** بوی گل قوت دماغ سرخوش است
- Bir leş, bizce kötüdür, pistir ama domuzla köpeğe şekerdir helvadır.
- گر پلیدی پیش ما رسوا بود ** خوک و سگ را شکر و حلوا بود
- Pisler, şu pisliklerini yapa dursunlar, sular da pisleri arıtmaya savaşır.
- گر پلیدان این پلیدیها کنند ** آبها بر پاک کردن میتنند
- Yılanlar zehir saçar, acılar bizi perişan eder ama,
- گرچه ماران زهرافشان میکنند ** ورچه تلخانمان پریشان میکنند
- Bal arıları dağlarda, kovanlarda, ağaçlarda baldan şeker ambarları doldurur.
- نحلها بر کو و کندو و شجر ** مینهند از شهد انبار شکر