English    Türkçe    فارسی   

6
252-261

  • Bu zengin adamında güzel, gümüş bedenli, yaradılışı ahlâkı hoş bir kızı vardı.
  • بود هم این خواجه را خوش دختری  ** سیم‌اندامی گشی خوش‌گوهری 
  • Kız, evlenme çağına girince kızı isteyenler, ona ağır nikâh parası vermeye başladılar.
  • چون مراهق گشت دختر طالبان  ** بذل می‌کردند کابین گران 
  • Her ulu adamdan kız istemeye bir görücü geliyordu.
  • می‌رسیدش از سوی هر مهتری  ** بهر دختر دم به دم خوزه‌گری 
  • Adam, malın sebatı yoktur, gece gelir, gündüz dağılıverir. 255
  • گفت خواجه مال را نبود ثبات  ** روز آید شب رود اندر جهات 
  • Güzelliğin de değeri yoktur. Bir diken yarası ile renk solup sararıverir.
  • حسن صورت هم ندارد اعتبار  ** که شود رخ زرد از یک زخم خار 
  • Büyük bir adamın oğlu olmak da bir şey değil. Bu çeşit gençler mala mülke gururlanır.
  • سهل باشد نیز مهترزادگی  ** که بود غره به مال و بارگی 
  • Nice büyük adamların oğulları vardır ki kötülükte bulunur, yaptığı kötü iş yüzünden babasına bir âr olur.
  • ای بسا مهتربچه کز شور و شر  ** شد ز فعل زشت خود ننگ پدر 
  • Hünerli, bilgili kişi iyidir ama İblisten ibret al, ona da az tap.
  • پر هنر را نیز اگر باشد نفیس  ** کم پرست و عبرتی گیر از بلیس 
  • Onun da bilgisi vardı ama din aşkı yoktu, bu yüzden Âdem’in yalnız topraktan yaratılan suretini gördü. 260
  • علم بودش چون نبودش عشق دین  ** او ندید از آدم الا نقش طین 
  • Ey emin kişi, bilgide ne kadar ileri gidersen git onunla gaybı gören gözün açılmaz ki!
  • گرچه دانی دقت علم ای امین  ** زانت نگشاید دو دیده‌ی غیب‌بین