- Kız, evlenme çağına girince kızı isteyenler, ona ağır nikâh parası vermeye başladılar.
- چون مراهق گشت دختر طالبان ** بذل میکردند کابین گران
- Her ulu adamdan kız istemeye bir görücü geliyordu.
- میرسیدش از سوی هر مهتری ** بهر دختر دم به دم خوزهگری
- Adam, malın sebatı yoktur, gece gelir, gündüz dağılıverir. 255
- گفت خواجه مال را نبود ثبات ** روز آید شب رود اندر جهات
- Güzelliğin de değeri yoktur. Bir diken yarası ile renk solup sararıverir.
- حسن صورت هم ندارد اعتبار ** که شود رخ زرد از یک زخم خار
- Büyük bir adamın oğlu olmak da bir şey değil. Bu çeşit gençler mala mülke gururlanır.
- سهل باشد نیز مهترزادگی ** که بود غره به مال و بارگی
- Nice büyük adamların oğulları vardır ki kötülükte bulunur, yaptığı kötü iş yüzünden babasına bir âr olur.
- ای بسا مهتربچه کز شور و شر ** شد ز فعل زشت خود ننگ پدر
- Hünerli, bilgili kişi iyidir ama İblisten ibret al, ona da az tap.
- پر هنر را نیز اگر باشد نفیس ** کم پرست و عبرتی گیر از بلیس
- Onun da bilgisi vardı ama din aşkı yoktu, bu yüzden Âdem’in yalnız topraktan yaratılan suretini gördü. 260
- علم بودش چون نبودش عشق دین ** او ندید از آدم الا نقش طین
- Ey emin kişi, bilgide ne kadar ileri gidersen git onunla gaybı gören gözün açılmaz ki!
- گرچه دانی دقت علم ای امین ** زانت نگشاید دو دیدهی غیببین
- Can gözü açık olmayan, sakaldan, sarıktan başka bir şey görmez, adamın ileri, yahut geri oluşunu, onu tarif edenden sorup öğrenir.
- او نبیند غیر دستاری و ریش ** از معرف پرسد از بیش و کمیش