Tanrı, kıbleyi ortaya apaçık bir surette çıkardı mı bil ki artık kıble aramak abestir.
قبله را چون کرد دست حق عیان ** پس تحری بعد ازین مردود دان
Kendine gel, araştırmadan yüz çevir, başını döndürüp durma artık. Döneceğin yer ve konaklayacağın mekân, meydanda işte.
هین بگردان از تحری رو و سر ** که پدید آمد معاد و مستقر
Bu kıbleden bir an gafil oldun mu her batıl kıblenin maskarası oldun gitti.
یک زمان زین قبله گر ذاهل شوی ** سخرهی هر قبلهی باطل شوی
Sana temyiz verene hamd etmezsen kıbleyi tanıma kabiliyetini kaybedersin.
چون شوی تمییزده را ناسپاس ** بجهد از تو خطرت قبلهشناس
Bu ambardan bir şey elde etmek, bir ihsana uğramak niyetindeysen seninle hemdert olanlardan bir an bile ayrılma.2630
گر ازین انبار خواهی بر و بر ** نیمساعت هم ز همدردان مبر
Çünkü bu yardımcıdan ayrıldığın an kötü bir arkadaşın derdine uğrarsın.
که در آن دم که ببری زین معین ** مبتلی گردی تو با بس القرین
Farenin kurbağayla arkadaş olması, ayaklarını uzun bir iple bağlamaları, karganın fareyi yakalaması kurbağanın da ona bağlı olarak havalanması, feryat ve figana başlaması, kendi cinsinden olmayan bir hayvanla dost olduğuna pişman olması
حکایت تعلق موش با چغز و بستن پای هر دو به رشتهای دراز و بر کشیدن زاغ موش را و معلق شدن چغز و نالیدن و پشیمانی او از تعلق با غیر جنس و با جنس خود ناساختن
Tesadüf bu ya, bir fare, vefalı bir kurbağa ile su başında tanıştılar.
از قضا موشی و چغزی با وفا ** بر لب جو گشته بودند آشنا
Her ikisi de bir buluşma zamanı tayin ettiler. Her sabah bir bucaktan çıkıyorlar,
هر دو تن مربوط میقاتی شدند ** هر صباحی گوشهای میآمدند
Birbirleri ile gönül tavlası, oynuyorlar, gönüllerini vesveseden arıtıyorlardı.
نرد دل با همدگر میباختند ** از وساوس سینه میپرداختند
Bu buluşmadan ikisinin de gönlü ferahlıyor, birbirlerine hikâyeler anlatıyorlar, birini söylediğini öbürü dinliyordu.2635
هر دو را دل از تلاقی متسع ** همدگر را قصهخوان و مستمع