English    Türkçe    فارسی   

6
2648-2657

  • Âdem, vahiy ve sevgiye mazhar olunca sözü “Allemel esmâ” sırrını açtı.
  • Her şeyin adı nasılsa öylece gönül sahifesinden diline aktı, her şeyi bildirdi.
  • Her şeyi gönül gözü görmüştü, onun için hepsinin hassasını ve mahiyetini apaçık söylüyordu. 2650
  • Her şeye lâyık olan adı söyledi, puşta aslan demedi.
  • Nuh da tam dokuz yüz yıl doğru yolda vaaz etti. Her gün yeni bir öğüt verdi.
  • Lâal dudakları, kalplerin yakutuydu. Ne risale okumuştu, ne de “Kuutül kulûb!”
  • Vaazlarını şerhlerden öğrenmiyordu. Sözleri, keşifler kaynağından coşuyordu, ruh şerhiydi.
  • Bir şarap var. O içildi mi söz suyu dilsizden bile kaynar, köpürür. 2655
  • Yeni doğan çocuk fasih söz söyler bir edip olur, Mesih gibi, ergen adamların hikmetini okur.
  • O şaraptan içip dudağını hoş bir hale getiren dağ, Davut peygamber gibi yüzlerce gazel öğrenir.