English    Türkçe    فارسی   

6
2665-2674

  • Bu sözün sonu yoktur. Fare, bir gün kurbağaya ey akıl kandili dedi; 2665
  • این سخن پایان ندارد گفت موش  ** چغز را روزی کای مصباح هوش 
  • Zaman oluyor ki sana bir sır söylemek istiyorum. Halbuki sen suyun dibinde bulunuyorsun.
  • وقتها خواهم که گویم با تو راز  ** تو درون آب داری ترک‌تاز 
  • Su kıyısında nâra atıyorum ama suyun içindeyken âşıkların nârasını duymuyorsun sen.
  • بر لب جو من ترا نعره‌زنان  ** نشنوی در آب ناله‌ی عاشقان 
  • Ey yiğit er, ben bu muayyen buluşma vakitleri ile kanaat edemiyor, senin sohbetine doyamıyorum.
  • من بدین وقت معین ای دلیر  ** می‌نگردم از محاکات تو سیر 
  • Namaz ve yol gösteren ibadet, beş vakit olarak farz edildi. Fakat âşıklar daima namazdadır.
  • پنج وقت آمد نماز و رهنمون  ** عاشقان را فی صلاة دائمون 
  • Ve sarhoşluk o başlardaki mahmurluk, ne beş vakitle yatışır, ne beş yüz bin vakitle. 2670
  • نه به پنج آرام گیرد آن خمار  ** که در آن سرهاست نی پانصد هزار 
  • “Beni az ziyaret et” sözü âşıklara göre değildir. Doğru özlü âşıkların canı, pek susuzdur.
  • نیست زر غبا وظیفه‌ی عاشقان  ** سخت مستسقیست جان صادقان 
  • “Beni az ziyaret et “sözü, balıklara göre değildir. Çünkü onların canları, deniz olmadıkça hiçbir şeyle ünsiyet edemez.
  • نیست زر غبا وظیفه‌ی ماهیان  ** زانک بی‌دریا ندارند انس جان 
  • Bu denizin suyu pek korkunçtur ama balıkların mahmurluğuna göre bir yudumcuktur.
  • آب این دریا که هایل بقعه‌ایست  ** با خمار ماهیان خود جرعه‌ایست 
  • Âşığa bir an ayrılık, bir yıl gibi gelir. Bir yıllık vuslat bile onca bir hayalden ibarettir.
  • یک دم هجران بر عاشق چو سال  ** وصل سالی متصل پیشش خیال