English    Türkçe    فارسی   

6
2668-2677

  • Ey yiğit er, ben bu muayyen buluşma vakitleri ile kanaat edemiyor, senin sohbetine doyamıyorum.
  • من بدین وقت معین ای دلیر  ** می‌نگردم از محاکات تو سیر 
  • Namaz ve yol gösteren ibadet, beş vakit olarak farz edildi. Fakat âşıklar daima namazdadır.
  • پنج وقت آمد نماز و رهنمون  ** عاشقان را فی صلاة دائمون 
  • Ve sarhoşluk o başlardaki mahmurluk, ne beş vakitle yatışır, ne beş yüz bin vakitle. 2670
  • نه به پنج آرام گیرد آن خمار  ** که در آن سرهاست نی پانصد هزار 
  • “Beni az ziyaret et” sözü âşıklara göre değildir. Doğru özlü âşıkların canı, pek susuzdur.
  • نیست زر غبا وظیفه‌ی عاشقان  ** سخت مستسقیست جان صادقان 
  • “Beni az ziyaret et “sözü, balıklara göre değildir. Çünkü onların canları, deniz olmadıkça hiçbir şeyle ünsiyet edemez.
  • نیست زر غبا وظیفه‌ی ماهیان  ** زانک بی‌دریا ندارند انس جان 
  • Bu denizin suyu pek korkunçtur ama balıkların mahmurluğuna göre bir yudumcuktur.
  • آب این دریا که هایل بقعه‌ایست  ** با خمار ماهیان خود جرعه‌ایست 
  • Âşığa bir an ayrılık, bir yıl gibi gelir. Bir yıllık vuslat bile onca bir hayalden ibarettir.
  • یک دم هجران بر عاشق چو سال  ** وصل سالی متصل پیشش خیال 
  • Aşk susuzdur, susuzu arar. Bunlar, geceyle gündüz gibi birbirinin ardına düşmüşlerdir. 2675
  • عشق مستسقیست مستسقی‌طلب  ** در پی هم این و آن چون روز و شب 
  • Gündüz geceye âşıktır, onsuz olamaz. Fakat bakarsan görürsün ki gece, ona, ondan ziyade âşıktır.
  • روز بر شب عاشقست و مضطرست  ** چون ببینی شب برو عاشق‌ترست 
  • Onlar,birbirlerini aramadan bir lâhza bile durmazlar. Daima, birbirlerinin ardından koşup dururlar.
  • نیستشان از جست‌وجو یک لحظه‌ایست  ** از پی همشان یکی دم ایست نیست