- Bu iki çan bir devededir. Artık buraya “Az ziyaret et” sözü nasıl sığar?
- بر یکی اشتر بود این دو درا ** پس چه زر غبا بگنجد این دو را
- Hiç kimse,kendisine “Beni az ziyaret et” der mi? Hiç kimse kendisine nöbetle zamanla dost olur mu?
- هیچ کس با خویش زر غبا نمود ** هیچ کس با خود به نوبت یار بود
- Bu birlik aklın alacağı şey değildir. Bunu anlamak, insanın ölümüne bağlıdır.
- آن یکیی نه که عقلش فهم کرد ** فهم این موقوف شد بر مرگ مرد
- Eğer bu, akılla anlaşılsaydı, insanın nefsini öldürmesi neden vacip olurdu ki?
- ور به عقل ادراک این ممکن بدی ** قهر نفس از بهر چه واجب شدی
- Akıllar padişahı, bu kadar merhametliyken nasıl olur da zaruretsiz olarak insana “Kendini öldür” der? 2685
- با چنان رحمت که دارد شاه هش ** بیضرورت چون بگوید نفس کش
- Farenin, kurbağaya pek çok yalvarması ve arada bir vasıta bulmak için sızlanması
- مبالغه کردن موش در لابه و زاری و وصلت جستن از چغز آبی
- Fare dedi ki: Ey merhametli, sevgili dost, ben seni görmedikçe bir an bile karar edemiyorum.
- گفت کای یار عزیز مهرکار ** من ندارم بیرخت یکدم قرار
- Gündüzün nurum, kazancım, ışığım sensin; geceleyin kararım, neşem, uykum sen.
- روز نور و مکسب و تابم توی ** شب قرار و سلوت و خوابم توی
- Beni sevindir, vakitli vakitsiz kerem eder anarsın lûtfedersin.
- از مروت باشد ار شادم کنی ** وقت و بیوقت از کرم یادم کنی
- Ey iyiliğimi isteyen, buluşmak için yirmi dört saatte bir kuşluk çağını tâyin ettin.
- در شبانروزی وظیفهی چاشتگاه ** راتبه کردی وصال ای نیکخواه
- Fakat ciğerim yanıyor, beş yüz kere susuzum, her susuzluğumda bir öküz açlığı var âdeta. 2690
- پانصد استسقاستم اندر جگر ** با هر استسقا قرین جوع البقر