Tanrı onlara gözlerin görmediği şeyler verir. Dile, lûgata sığmaz lûtuflar eder.
آن دهد حقشان که لا عین رات ** که نگنجد در زبان و در لغت
Biz kimiz ki bu derece lûtfu hak edelim? Gel sevgili, güzel huyunla benim günümü de aydınlat.
ما کییم این را بیا ای یار من ** روز من روشن کن از خلق حسن
Çirkinliğime, kötülüğüme bakma. Dağdaki yılan gibi zehirlerle doluyum ben.
منگر اندر زشتی و مکروهیم ** که ز پر زهری چو مار کوهیم
Ben çirkinim, huylarım da tamamı ile çirkin. Beni diken olarak dikti, artık ben nasıl gül olabilirim?2705
ای که من زشت و خصالم جمله زشت ** چون شوم گل چون مرا او خار کشت
Dikene güldeki güzelliğin ilk baharını ver. Bu yılana tavus güzelliğini sen ihsan et.
نوبهار حسن گل ده خار را ** زینت طاووس ده این مار را
Çirkinliğin son derecesine varmışım ben. Fakat senin lûtfun da ihsan etmede son derecededir.
در کمال زشتیم من منتهی ** لطف تو در فضل و در فن منتهی
Bu kötülüğün çirkinliğin son derecesine varmış olan kulun hacetini, son derecede olan lûtfunla reva et ey usul boylu selvilerin bile haset ettikleri güzel!
حاجت این منتهی زان منتهی ** تو بر آر ای حسرت سرو سهی
Ben ölürsem yine senin lûtfun, bana gözyaşı döker, kerem sahibisin, buna ihtiyacın yoktur ama yine sen ağlarsın bana.
چون بمیرم فضل تو خواهد گریست ** از کرم گرچه ز حاجت او بریست
Mezarımın başında çok oturursun. O güzel gözlerinden çok yaşlar akar.2710
بر سر گورم بسی خواهد نشست ** خواهد از چشم لطیفش اشک جست
Mahrumiyetime ağlar, mazlumluğuma gözlerini yumup yaş dökersin sen.
نوحه خواهد کرد بر محرومیم ** چشم خواهد بست از مظلومیم