- Bu suretle ikimiz, birbirimize ulanmış, bağlanmış oluruz; bir bedendeki can gibi birbirimize karışırız dedi.
- تا به هم آییم زین فن ما دو تن ** اندر آمیزیم چون جان با بدن
- Beden de canın ayağında bir ipe benzer, onu gökyüzünden yere çeker durur. 2735
- هست تن چون ریسمان بر پای جان ** میکشاند بر زمینش ز آسمان
- Can kurbağası, kendinden geçme suyuna hoş bir surette dalmışken, beden faresinden güzelce kurtulmuşken.
- چغز جان در آب خواب بیهشی ** رسته از موش تن آید در خوشی
- Beden faresi o iple yine onu çeker. Can, bu çekişten ne acılar tadar!
- موش تن زان ریسمان بازش کشد ** چند تلخی زین کشش جان میچشد
- Beyni kokmuş farenin çekişi olmasaydı kurbağa, suyun içinde rahatça yaşardı.
- گر نبودی جذب موش گندهمغز ** عیشها کردی درون آب چغز
- Bunun ötesini, gündüz olup da ecel uykusundan uyanınca güneşe nurlar bağışlayandan duyarsın.
- باقیش چون روز برخیزی ز خواب ** بشنوی از نوربخش آفتاب
- İpliğin bir ucunu benim ayağıma bağla, öbür ucunu kendi ayağına düğümle 2740
- یک سر رشته گره بر پای من ** زان سر دیگر تو پا بر عقده زن
- De bu kupkuru yerde iktiza edince ipi çekebileyim, sen de bu vesileyle benim derdimi anlayasın dedi.
- تا توانم من درین خشکی کشید ** مر ترا نک شد سر رشته پدید
- Bu söz kurbağanın gönlüne acı geldi. Bu pis beni bağlıyor galiba dedi.
- تلخ آمد بر دل چغز این حدیث ** که مرا در عقده آرد این خبیث
- İyi adamın gönlüne kötü bir düşünce geldi mi bu boş değildir, bir aslı vardır bunun.
- هر کراهت در دل مرد بهی ** چون در آید از فنی نبود تهی