English    Türkçe    فارسی   

6
2746-2755

  • Ayağı, o kadar köteğe rağmen az çok, Kâbe tarafına gitmiyordu vesselam.
  • Sanki ayakları kurumuştu, yahut da o saldıran canı, bedeninden çıkmıştı dersin.
  • Fakat başını Yemen tarafına döndürdüler mi o erkek fil yüz at süratinde koşmaktaydı.
  • Filin duygusu, gayb zahmını anlamıştı. Bu böyle olunca artık kendisine Tanrı’dan ilham gelen velinin duygusu nasıl olur?
  • O güzel huylu Yakup peygamber de, kardeşleri, Yusuf için 2750
  • Babalarından izin alıp onu birazcık sahraya gezmeye götürmek istedikleri zaman bir şeyler sezinlemişti.
  • Hepsi de ona, Yusuf’a bir zarar gelir diye düşünme. Bir iki günceğiz müsaade et baba.
  • Yeşilliklerde beraber gezip tozalım. Biz, onu çağırıyoruz ama emniyet ve ihsan sahibi kişileriz dediler.
  • Yakup, şu kadar biliyorum ki onu benim yanımdan alıp götürmenizden gönlümde bir dert, bir elem peydahlanıyor. 2755