- Ya bu düşkün Yusuf’un ağlayıp inlemesini duy, yahut o âşık Yakub’a merhamet et. 2800
- بشنو این زاری یوسف در عثار ** یا بر آن یعقوب بیدل رحم آر
- Kardeşlerimden mi feryat edeyim, kadınlardan mı? Âdem gibi cennetlerden düştüm ben!
- ناله از اخوان کنم یا از زنان ** که فکندندم چو آدم از جنان
- Kış yaprağı gibi soldum, çünkü vuslat cennetinde buğday yedim.
- زان مثال برگ دی پژمردهام ** کز بهشت وصل گندم خوردهام
- Senin lûtfunu, ihsanını, o barış selâmını o güzel haberini duyunca,
- چون بدیدم لطف و اکرام ترا ** وآن سلام سلم و پیغام ترا
- Kötü göz değmesin diye ateşe çöreotu attım, fakat çöreotuma da kötü göz değdi.
- من سپند از چشم بد کردم پدید ** در سپندم نیز چشم بد رسید
- Önde de sonda da her kötü gözü def eden, ancak ve ancak mahmur gözlerindir. 2805
- دافع هر چشم بد از پیش و پس ** چشمهای پر خمار تست و بس
- Padişahın kötü gözü, senin güzel gözlerin mat eder, mahveder; ne güzel ilâç bu.
- چشم بد را چشم نیکویت شها ** مات و مستاصل کند نعم الدوا
- Hattâ senin gözünden kimyalar erişti mi kötü göz bile iyi göz olur.
- بل ز چشمت کیمیاها میرسد ** چشم بد را چشم نیکو میکند
- Padişahın gözü, doğanın gözüne değdi mi doğan, yücelir, himmetli bir göze sahip olur.
- چشم شه بر چشم باز دل زدست ** چشم بازش سخت با همت شدست
- O bakıştan öyle bir himmete sahip olur ki, öyle yücelir ki artık erkek aslandan başka bir şey avlamaz olur.
- تا ز بس همت که یابید از نظر ** مینگیرد باز شه جز شیر نر