- Fakat bunları içinden söylemekle beraber sabretmek daha doğru deyip kendini tuttu. Kocasına, dinle şu şaşılacak şeyi dedi..
- گفت صبر اولی بود خود را گرفت ** گفت با خواجه که بشنو این شگفت
- Biz, onu güvenilir bir adam sanıyorduk, umarmıydık böyle bir çalıkuşunun hain çıkacağını?
- این چنین گراء کی خاین بود ** ما گمان برده که هست او معتمد
- Efendinin, karısına “Sabret,köleyi tekdir etme. Ben onu bu tamahtan öyle bir geçiririm ki ne şiş yanar,ne kebap” demesi.
- صبر فرمودن خواجه مادر دختر را کی غلام را زجر مکن من او را بیزجر ازین طمع باز آرم کی نه سیخ سوزد نه کباب خام ماند
- Efendi dedi ki: “Sabret. Ona de ki: Kızı ona vermez sana veririz.
- گفت خواجه صبر کن با او بگو ** که ازو ببریم و بدهیمش به تو
- Bu suretle belki gönlünden o sevdayı çıkarırız. Sen hele bir hoşça bak, ben nasıl onu bu işten vazgeçiririm? 285
- تا مگر این از دلش بیرون کنم ** تو تماشا کن که دفعش چون کنم
- Sen gönlünü hoş tut,bunu iyice bil ki kızımız, hakikaten de senin eşindir.
- تو دلش خوش کن بگو میدان درست ** که حقیقت دختر ما جفت تست
- A güzel müşteri, evvelce bunu bilmiyorduk, mademki bildik, elbette kızımıza daha lâyıksın sen.
- ما ندانستیم ای خوش مشتری ** چونک دانستیم تو اولیتری
- Ateşimiz, kendi mangalımızda; Leylâ, bizim Leylâ’mız, Mecnunumuz da sen, de
- آتش ما هم درین کانون ما ** لیلی آن ما و تو مجنون ما
- İyice bir hayale, bir düşünceye düşsün. İyi düşünce insanı semirtir.
- تا خیال و فکر خوش بر وی زند ** فکر شیرین مرد را فربه کند
- Hayvan,otla semirir,insan da yücelikle,şerefle gelişir. 290
- جانور فربه شود لیک از علف ** آدمی فربه ز عزست و شرف
- İnsan kulağından gelişir, duya duya canlanır. Hayvansa boğazından, yemesinden, içmesinden gelişir.
- آدمی فربه شود از راه گوش ** جانور فربه شود از حلق و نوش