English    Türkçe    فارسی   

6
2868-2877

  • Binlerce dâvacı, davaya kalkışsa kadı, kulağını şahide verir.
  • Hüküm verirken kadıların hüneri budur. Onların aydın gözleri, tanıktır.
  • Onun için şahidin sözü, göz yerine geçer. Çünkü o, garezsiz olarak sırrı görmüştür. 2870
  • Dâvacı da görmüştür ama garezle görmüştür. Garez, gönül gözüne perdedir.
  • Tanrı diler ki sen zahit olasın; garezi bırakasın da tanık kesilesin.
  • Bu garezler göze perdedir. Göze perde indi mi insan,
  • yukarı aşağı, bunca şeyi, göremez, “Sevdiğin şeyler seni kör ve sağır eder.”
  • Fakat bir adamın gönlüne güneşin nuru vurdu mu onca yıldızın bir kadri, kıymeti kalmaz artık. 2875
  • Sırları perdesiz olarak görür. Müminle kâfirlerin ruhlarının ne makamlarda bulunduğunu seyreder.
  • Tanrı’nın, yeryüzünde de, yüce gökte de insan ruhundan daha gizli bir şeyi yoktur.