- Bu kadı, iyiye de hüküm etmede, kötüye de. Fakat şahit, kadıya bile hüküm etmiyor mu? 2885
- این قضا بر نیک و بد حاکم بود ** بر قضا شاهد نه حاکم میشود
- Hüküm sahibi, şahide esir oldu. Sevin ey Tanrı rızasını kazanan kişinin keskin gözü.
- شد اسیر آن قضا میر قضا ** شاد باش ای چشمتیز مرتضی
- Tanrıyı bilen, bilinen Tanrı’dan pek ziyade niyazda bulundu; ey sıcakta soğukta bizi gözleyen Tanrı dedi...
- عارف از معروف بس درخواست کرد ** کای رقیب ما تو اندر گرم و سرد
- Sen hayırda da danıştığımız zatsın, şerde de. Fakat gönlümüz, senin remizlerinden, buyruklarından bihaberdir.
- ای مشیر ما تو اندر خیر و شر ** از اشارتهات دلمان بیخبر
- Biz seni görmeyiz, fakat sen gece gündüz bizi görürsün. Sebebi görmemiz bizim gözümüzü bağlar.
- ای یرانا لانراه روز و شب ** چشمبند ما شده دید سبب
- Benim gözüm, gözler arasından seçildi de geceleyin güneşi gördü. 2890
- چشم من از چشمها بگزیده شد ** تا که در شب آفتابم دیده شد
- Ey yüce, ey ulu Tanrı, o, senin lûtfundu. Lûtfun yüceliği, tamamlanmasındandır.
- لطف معروف تو بود آن ای بهی ** پس کمال البر فی اتمامه
- Yarabbi, nurumuzu kıyamette de fazlalaştır, tamamla. Bizi kahredici kötülüklerden kurtar.
- یا رب اتمم نورنا فی الساهره ** وانجنا من مفضحات قاهره
- Gece dostuna gündüz ayrılığı verme. Yakınlığı görmüş canı uzaklaştırma.
- یار شب را روز مهجوری مده ** جان قربتدیده را دوری مده
- Senden uzaklaşmak, dertli, veballi bir ölümdür. Hele bu ayrılık, bu uzaklaşma, buluştuktan sonra olursa!
- بعد تو مرگیست با درد و نکال ** خاصه بعدی که بود بعد الوصال